ÇOCUKLAR SUSAR SEN SUSMA!


 

Mersin’de artan çocuk istismarına dikkat çekmek amacıyla başlatılan Kırmızı Balon Kampanyası’na destek çağrısı sürüyor.

GİZEM EKİCİ

Mersin Kadın Platformu tarafından son günlerde Mersin’de ve çevre illerde yaşanan çocuk istismarları, toplumsal duyarsızlık ve yasal düzenlemelerin eksiklikleri nedeniyle 3 Ekim’de başlatılan ve 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü tamamlanması hedeflenen Kırmızı Balon Kampanyası’na destek çağrısı sürüyor.

Konuyla ilgili platformdan yapılan açıklamada, 22 Ekim’de Mersin Bisiklet ve Motosiklet Kulübü ile birlikte “Kırmızı Balon Bisiklet Turu”  yapılacağı hatırlatılarak, etkinliğe kamuoyunun desteği istendi.

NEDEN KIRMIZI BALON?

Kampanyanın nedenleri ile ilgili de bilgi veren Platform Sözcüsü Zeynep Kaya, balonun çocuğu simgelemesi aynı zamanda özgürlüğü sembolize etmesi nedeniyle kampanyanın adının Kırmızı Balon olduğunu söyledi.

“Balonun çocuğa dair bir oyuncak olması ve kırmızının da şiddet rengi olması konuya çok yakın olduğu düşüncesini oluşturdu” diyen Kaya, “Böylelikle hem çocuk hem de şiddetin vurgusu yapılmış olacak. Yine balonun uçan bir nesne olması özgürlüğü temsil etmektedir. Balonun üzerine kampanya sloganı olarak belirlenecek söylem basılı olacak ve bizlerde bundan sonra ki bütün paylaşımlarımızda bu sembol ve hastag’leri kullanmaktayız” dedi.

Mersin Üniversitesi, Toros Üniversitesi ve Çağ Üniversitesi Psikoloji Toplulukları ile görüşülerek kampanya gündemli panellerin yapılmasının sağlandığını dile getiren Zeynep Kaya, “Kampanya kapsamında internet ortamında (change.org) imza kampanyası ve anket hazırlanarak, anketin sonunda kısa bir dipnotla çocuk istismarını önleyecek imzalar toplanacaktır. Ayrıca video çekimi ve sokak röportajlarında bu sorular sorularak sonuçta hem anketten elde edilen nicel veriler hem de röportaj ve videodan elde edilecek niteliksel veriler bir araya getirilerek istatistiğe dönüştürülecektir. Böylece yapılan kampanya bilimsel bir çalışmaya da dönüşmüş olacaktır. Öte yandan kampanya boyunca yapılan her etkinlik görüntülenerek belgesel haline getirilecektir” dedi

ÇOCUKLARA İLİŞKİN İLK SORUN; İSTİSMAR, ÇOCUK GELİN, MÜLTECİ SORUNU

“Çocuk İstismar Bilgilendirmesi Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni imzalamış bir devlet olarak her adımı çocuğun yüksek yararı ilkesini unutmadan atmak çok önemlidir!” diyen Kaya, “Çocukların durumuna bakıldığında; çocuklara yönelik cinsel istismarın, çocuk yaşta evlendirilen kız çocuklarının ve mülteci çocuklar probleminin listenin ilk 3 sırasını oluşturduğunu görmekteyiz. Gündeme gelmemesine karşın siber şiddet, ev ve okullarda dayakta karşımıza en yoğun çıkan fiziksel şiddet ve akranlar arası şiddette diğer problemler içinde öne çıkanlar olarak gözükmektedir.

GİZLİ KALIYOR!

Çocuk istismarında saldırganın gizli kalması, toplumun içinde yaşayan, kariyerli kişiler arasından çıkması, sinsice uzun zamana yayarak çocukla iletişim kurması ortaya çıkarılmasını zorlaştırmaktadır. Çocukların korkudan yaşadıklarını saklaması, çocukla görüşme yapacak donanımlı uzman sayısının yetersizliği de olayların gizli kalmasına neden olmaktadır.

Çocuk yaşta evlendirilen kız çocukları meselesi dünyanın her bölgesinde var olan bir sorun olmakla birlikte, özellikle az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerde çok daha yaygın olarak görülmektedir” diye konuştu.

 

“2020’YE KADAR 140 MİLYONDAN FAZLA KIZ ÇOCUĞU EVLENDİRİLECEK”

UNICEF’in 2014 verilerine göre dünyada 700 milyondan fazla kız çocuğunun 18 yaşından önce evlendiğini söyleyen Kadın Platformu Sözcüsü Zeynep Kaya, bu sayının da 3’te 1’i, yani yaklaşık olarak 250 milyonunu, 15 yaşından önce evlenmiş olan kız çocuklarının oluşturduğunu işaret etti.

“2015 yılı verilerine göre; 15 yaşında evlendirilen kız çocuklarının oranı yüzde 3 iken, 18 yaşında evlenen kız çocuklarının oranı yüzde 14’tür” diyen Kaya, “15-19 yaş arasındaki kız çocuklarında hamile kalmaya veya doğuma bağlı ölümler çok sık ortaya çıkmakta olup, UNICEF raporlarına göre, her yıl 70 bin kız çocuğu hamile kalmaya veya doğuma bağlı olarak hayatlarını kaybetmektedirler.

Dünya Sağlık Örgütü’nün 2013 verileri ise 2011‐ 2020 yılları arasında 140 milyondan fazla kız çocuğun evlendirileceğini ve bunların da 50 milyonunun 15 yaşın altında olacağını öngörmektedir. UNFPA (Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu) verilene göre ise gelişmekte olan ülkelerde her gün 3 kızdan 1 tanesi 18’inden önce evlendiriliyor, 9 kızdan 1 tanesi 15 yaşından önce evlendiriliyor.

Çocukların yaşları 8’e kadar düşebiliyor. Gelecek 10 yıl içinde her yıl 13.5 milyon kız çocuğunun 18 yaşından önce evlendirileceği öngörülmektedir. Bu durumda her gün

37 bin kız çocuğu evlenmiş olacaktır” dedi.

 

“SON 4 YILDA ÇOCUKLARA YÖNELİK TACİZ VEYA ŞİDDET UYGULAMALARI YÜZDE 90 ARTTI”

TÜİK verilerine göre Türkiye’deki tüm evlenmeler içindeki çocuk yaşta evlendirilen kız çocukları oranının ise yüzde 28- 35 arası olduğunu belirten Kaşa, mutlak sayının da 181 bin 36 olduğunu kaydetti. “Verilere göre, dünyada son 4 yılda çocuklara yönelik taciz veya şiddet uygulamaları yüzde 90 arttı” diyen Zeynep Kaya, “Tecavüzcülerin tahminen yüzde 5'i ortaya çıkarken yüzde 95'i gizli kalıyor.  Ensest ilişkilerin ise binde biri ortaya çıkıyor. Adliyelerdeki 4 tecavüz davasından biri çocuklarla ilgilidir. Adalet Bakanlığı’nın 2014 verilerine göre, her ay Adli Tıp Kurumuna 650 çocuk cinsel istismarı vakası gönderilmektedir.

Çocuk istismar konusunda özellikle çocuk ve ailelerine yönelik iyi dokunuş/kötü dokunuş ve bedenlerine istenmeyen davranışa izin vermeme temalı eğitimlerin verilmesi, çocuklara kendilerini korumaları öğretilmelidir. Buna yönelik olarak da eğitim sistemimizde öğretmenler başta olmak üzere sağlık çalışanlarına, sosyal hizmet uzmanlarına, psikologlara da bu konuda multidisipliner ve geniş kapsamlı eğitim verilmelidir.

Üniversiteler özellikle bu konuda çalışan merkezler ön planda olmak üzere yararlanılması gereken kurumlardır.

Ayrıca gerçekleşmiş vakalardan mahkemenin yüzde 50 zihinsen engelli çocuğa istismarda bulunan kişiye ‘erken boşalma’ indirimi uyguladığına, iyi hal ve saygın tutum indirimlerinin devam ettiğine, 5 defa muayeneye gönderilen çocuğun travmatize edilmesine tanıklık etmekteyiz. Bu nedenle yargı mensuplarının eğitilmesi ve çocuğun yüksek yararı prensibini içselleştirmeleri çok önemlidir.

 

“CEZALAR CAYDIRICIOLSUN”

Çözüm olarak başlıca şu adımlar atılmalıdır: Kanunların uygulanmasında denetimi sağlayan mekanizmaların oluşturulması gerekmektedir. Uluslar arası sözleşmelere uygun olacak şekilde kanunlardaki çocuk tarifini belirleyecek bir düzenleme Adalet Bakanlığından talep edilmelidir. Türk Ceza Kanununda konuyla ilgili cezaların caydırıcılığı artırılmalıdır. Çocukların zorunlu eğitim ve öğretimlerini tamamlamayan veliler tespit edilmeli ve haklarında caydırıcı önlemler alınmalıdır. Erken yaşta evlenmenin sakıncalarını içeren dersler müfredata eklenmelidir. Sosyal sorumluluk projelerinin artırılmasına yönelik kampanyalar düzenlenmeli, insanların sıklıkla takip ettikleri TV programlarında çocuk yaşta evlendirilen kız çocukları meselesinin sakıncalı olduğuna ilişkin alt yazı, yazı yerleştirme vs. yöntemlerle toplum bilinçlendirilmelidir” şeklinde konuştu.

 

MÜLTECİ ÇOCUKLAR TEHDİT ALTINDA

Zeynep Kaya, mülteci çocuklar açısından ise eğitim başta olmak üzere sokakta yaşayan çocuklar olması, küçük yaşta kız çocuklarının evlendirilmesi ve suça sürüklenen çocuklara dönüşmelerinin ilk planda sayılabileceğini aktardı.

“UNICEF verilerine göre mülteci kamplarında bulunan insanlar içinde yüzde 34'ü kamplarda ve yüzde 66'sı da kamp dışında olmak üzere 642 bin 867 kayıtlı Suriyeli mülteci bulunmakta olup bu sayının yüzde 53'ü (341.362) çocuklardan oluşmaktadır” diyen Kaya, açıklamasını şöyle sürdürdü; “Buna ek olarak Türkiye'de yaşamakta olup kayıtlarda görünmeyen 150 bin Suriye vatandaşı olduğu tahmin edilmektedir. Son tahminlere göre kamplarda yaşayan okul çağındaki çocukların yüzde 20'si ve kampların dışında yaşayan çocukların ise yaklaşık yüzde 74'ü okula gitmemektedir. Kamplarda yaşayan toplam 75 bin okul çağındaki çocuk arasında okula kayıt oranı yaklaşık yüzde 80'dir (63.070). Kamp dışında yaşayan toplam 175 bin okul çağındaki çocuk arasındaki okula kayıt oranı ise yaklaşık yüzde 24'tür (46.000).

Büyük şehirlerdeki çocuklar başta olmak üzere mültecilerin yoğun bulunduğu tüm yerlerde dilencilik yaptırılan çocuklar, kapkaç yapan çocuklar, mendil satan Suriyeli çocukların yoğunluğu dikkat çekmektedir.

Bu çocukların bir süre sonra sokaktaki çocuktan suça sürüklenen çocuğa dönüşme olasılığının çok yüksek olduğunu belirtmek gerekmektedir”. 


   

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!


  HABERCİ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  HABERCİ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 




  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER
 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinhaberci.com © Copyright 2016-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA