Emlakçılar Odası Başkanı Madenli, kaçak emlakçılığın giderek arttığını belirterek yetkililere düzenleme yapması için seslendi. Madenli, “Her gün onlarca kaçak iş yeri açılıyor iş yapamaz hale geldik. Bu bize reva mı?” diye sordu.

SONER AYDIN

Mersin’de artan kaçak işyeri sayısı binleri bulurken, kaçak emlakçılık da aldı başını gidiyor. Özellikle Suriyelilerin emlak ofisi açması ile birlikte dolandırıcılık haberleri artmaya başladı. Konuyla ilgili gazetemize açıklamalarda bulunan Mersin Tüm Emlakçılar Odası Başkanı Yavuz Selim Madenli, bazı kişilerin emlakçı adı altında bir evi birden başka kişiye kiraladığını ya da sattığını söyledi.

“KAÇAK EMLAKÇILIK ARTTI”
Mersin’de özellikle Suriyeli göçünden sonra emlakçılık sektörünün olumsuz etkilendiğini, kaçak emlakçılığın arttığını belirten Madenli, “Kaçak emlak diyorlar ama öyle bir şey yok aslında kaçakçılık var. Sahtecilik yapan, vergisini vermeyen, devlete zarar veren hiçbir sıfatı olmayan insanların yaptığı bir iş var. İnsanlar bana gelip bizi “Bir emlakçı dolandırdı” diyor, olayın üzerine gittiğimiz de bakıyoruz ki adam su tesisatçısı ya da apartman görevlisi. Birçok binada yöneticiler, görevliler emlakçılığa soyundu. Mersin’de bine yakın Suriyeli emlakçı var ve bunlar kaçak. Bunlar parklarda oturarak Arap müşterilere ev buluyorlar. Evleri kiraya veriyorlar, dolandırıcılık yapıyorlar. 

PEKİ, BUNUN ÇÖZÜME NE? 
Mersin’de çok sayıda kaçak emlak ofisi açıldığını dile getiren Madenli, çözüm olarak yasaları ve gerekli düzenlemeleri işaret etti.  Emlakçılık mesleğiyle ilgili 2004’te hazırladıkları yasa taslağının yürürlüğe girmesini beklediklerini ifade eden Madenli, “Eğer bu yasa çıkarsa kaçak emlakçılığı bitireceğiz. Yasa ile birlikte kaçak emlakçılık yapanlara 2 yıl hapis cezası ve 30 bin lira para cezası gelecek. Öte yandan odaların yetkilerinin arttırılmasıdır” diye konuştu.

“MİLYONLARCA İNSAN EKMEK YİYOR”
Türkiye’de yüz binlerce insanın emlak sektöründen ekmek yediğini kaydeden Madenli, “Türkiye’de 100 binin üzerinde emlakçı var. Bu kişiler yanında en az 3 kişi çalıştırsa, aileleri ile birlikte yaklaşık 1 milyon kişi yapar. Yani emlakçılık sorunu ülke meselesi haline geldi, emlakçılık sorunu ekonomi meselesi haline geldi, emlakçılık sorunu hukuk meselesi haline geldi. Çünkü emlaktan dolayı her gün kavgalar yaşanıyor, dolandırıcılık olayları meydan geliyor. Dolayısıyla ivedilikle Emlakçılık Yasası çıkartılmalı ve bu düzensizliğe bir son verilmeli” dedi.

“EKMEĞİMİZLE OYNUYORSUNUZ!”
Kaçak emlağın önüne geçilebilmesi için gerekli şartları yerine getirmeyenlere ruhsat verilmemesi gerektiğini kaydeden Madenli şunları söyledi: “Bu insanlar benimle eşit şartlarda esnaflık yapmalı. Benim devletim, benim elimi kolumu bağlamış ama onu serbest bırakmış durumda. Bu arkadaşlar kurslara gitsin, emlakçılık sertifikası alsın. Buradan belediye başkanlarımıza sesleniyorum. Bu kişilere ruhsat vermeyin, kendi esnafınızın ekmeği ile oynuyorsunuz. Biz de sokağa çıkarak insanlara belediyelerin bizim ekmeğimizle oynadığını anlatırız. Ekmeğimizle oynayanlara oy vermeyin deriz. Mersin’de 80 bin esnaf var. Aileleri ile birlikte bu 240 bin oya denk gelir. Biz 240 bin oyuz. Biz oyumuzu, Mersin’e ve Mersinlilere kazandıran insanlara veriyoruz. Buradan Valimize, belediye başkanlarımıza tekrar sesleniyorum; lütfen esnafa sahip çıkın ve ne olur gerekli düzenlemeleri yapın. Kaçak emlakçılığa, kaçak bakkala, kaçak manava izin vermeyin. Geçtiğimiz günlerde Kıbrıs Birlik Başkanı ile görüştüm, Kıbrıs’ta emlak bürosu açabilir miyim diye sordum. Emlakçı olabilmem için iki yolu olduğunu söyledi; ya 500 bin dolar yatıracağım ya da Kıbrıslı bir emlakçı ile ortak olup yüzde 51 hissesini ona vereceğim. Yavru vatan bizden bu şartları istiyor, o zaman Suriyeliler de Avrupa standartlarında benimle rekabet etsin. Adam Suriye’den, Irak’tan kaçak un, yağ, şeker getirip satıyor. Burada depolar oluşturmuşlar ve o depolarda binlerce kaçak ürün var. Peki, bu bize revamıdır? Adamlar elini kolunu sallaya sallaya dolandırıcılık, kaçakçılık yapıyor. Benim vatandaşımı dolandırmak bu kadar kolay mı?  Yakın zamanda gerekli düzenlemelerin yapılması ve yasaların çıkartılması için eylem yapacağız.”

“BURADA EROİN SATILIR’ YAZSA KİM ANLAYACAK”
Suriyeli esnafın iş yerlerinin camına astığı Arapça yazıların yanına Türkçe anlamlarını da yazması gerektiğini dile getirerek yetkililere seslenen Madenli şunları dile getirdi: “İş yerlerine Arapça yazı yazıyorlar. Bu yazı Latince olsa razı olacaktık. Bu ırkçılık yaptığımızdan değil Arapça yazıyı anlamıyoruz. Adam oraya ‘saltık ev’, ‘kiralık daire’, ‘toptan un satılır’ diye yazıyor ama oraya ‘eroin satılır’ diye yazsa polisin bile anlama şansı yok. Eğer illa ben kendi ülkemin dilini kullanacağım diyorlarsa da, yetkililer tarafından denetleme yapılmalı ve o yazının yanına Türkçesi yazılmalı. Vatandaş olarak ben de anlamalıyım.”