Dr. Uğurhan, sağlıkta yaşanan açığa almaların, halkın sağlığı erişimine engel vuracağını dile getirdi.
SONER AYDIN
Mersin Tabip Odası üyeleri 29 Ekim gecesi çıkartılan 767 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile sağlık personellerinin görevden ihraç edilmesini protesto etti. Tabip Odası yönetim kurulu adına açıklama yapan Tabip Odası Başkanı Dr. Ful Uğurhan, soruşturmaların hakkaniyet içinde yapılmadığını söyledi.
“SORUŞTURMALARA HAKKANİYET İÇİNDE YAPILMALI”
Yaklaşık iki ay önce “Acil Demokrasi” talebiyle bir basın açıklaması yaptıklarını ve darbeyi kınadıklarını, düzenleyicilerinin evrensel hukuk kurallarına göre yargılanmasını, suçluların cezalandırılmasını istediklerini aktaran Dr. Uğurhan, “Açığa alınan meslektaşlarımızın hizmet sunamayacak olmalarının, kişilerin kendileri ve aileleri kadar hastaları da olumsuz etkileyeceğini, zaten hizmet sunumuna yetişemediğimiz sağlık sektöründe, uzun süreli ve yeterli kanıt olmadan yapılacak açığa almaların sonucunda oluşacak personel eksikliğinin ek sorunlar yaratacağını hatırlatmıştık. Sağlık alanında yapılacak açığa alınmaların halkın sağlığa erişimi açısından yaratacağı engeller göz önünde tutularak soruşturmaların bir an önce hakkaniyetle tamamlanmasının önemini bir kez daha vurgulamıştık. Bugün geldiğimiz noktada ise dehşet içerisindeyiz. Bırakın hakkaniyetle soruşturmaların yapılmasını soruşturma dahi yapılmadan, kişilerin suçlandıkları konularda savunmaları alınmadan hüküm verilerek, kamu hizmetinden ihraç edildiğini gördük” diye konuştu.
“NE İLE SUÇLANDIKLARINI BİLMİYORUZ”
İhraç edilenler arasında meslek örgütü bünyesinde "iyi hekimlik değerleri" için yıllardır büyük bir özveri ile çalışan, demokrasi ve insan haklarının yılmaz savunucusu meslektaşlarının olduğunu kaydeden Dr. Uğurhan, “Bu arkadaşlarımızın ne ile suçlandıklarını ne kendileri ne de biz biliyoruz. Yine 15 Temmuz'dan bu yana somut kanıtlara dayanmadan görevlerinden açığa alınmış, başlarına henüz neyin geleceğini bilmeden, kaygı içinde bekleyen, açlığa mahkum edilmiş, yalnızlaştırılmış, itibarsızlaştırılmış on binlerce insan var. Bu durumun uzun vadede toplum sağlığı üzerinde olumsuz etkileri olacağı şimdiden net bir şekilde görülmektedir” dedi.
“KORKU İKLİMİNDEN GEÇİYORUZ”
Özgür basının susturulduğu, seçimle göreve gelenlerin görevlerinden uzaklaştırıldığı, adil yargılanmanın olmadığı, korkunun, baskının hüküm sürdüğü bir iklimden geçildiğinin altını çizen diyen Dr. Uğurhan devamında şunları söyledi: “Darbe girişimine katılanları bahane ederek, muhalif olanların haksız, hukuksuz bir şekilde bertaraf edilmeye çalışıldığı bu ortam ne akla ne de vicdana uygundur ve elbette zaman için yapılan yanlışlar ortaya çıkacaktır. Ancak yanlışlardan dönülene kadar doktorlarından, hemşirelerinden ayrı kalan hastaların, öğretmenlerinden ayrı kalan öğrencilerin, ebeveynleri tarafından temel ihtiyaçları karşılanamayan çocukların, onurları zedelenmiş masum insanların ve olan biteni kaygıyla izleyen demokratik, laik, özgür bir Türkiye'de yaşama isteğini barındıran ve bunun için mücadele eden tüm yurttaşlarımızın hafızalarında derin izler bırakacaktır. Buradan bir kez daha vurguluyoruz, sivil ve askeri her türlü darbe girişimine karşı olan bir meslek örgütü olarak, evrensel hukuk kuralların işlediği, temel hak ve hürriyetlerin korunduğu bir sistemin tesisi için yılmadan çalışmaya devam edeceğiz. Yanlıştan dönülene kadar, haksız yere görevlerinden alınan, çalışma hürriyetleri engellenmiş meslektaşlarımızın ve diğer kamu görevlerinin destekçisi olacağız.”