GİZEM EKİCİ
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Mersin Şubesi meslekten atılan üyeleri ile dayanışmak için sendika binasında bir araya gelerek yemek yedi. SES Şube Eş Başkanı Yılmaz Bozkurt, burada görevden almalara dair kısa bir açıklama yaptı, Bozkurt açıklamasında; “Sağlık ve sosyal hizmet emekçileri olarak, dün olduğu gibi bugün de halkın sağlık ve sosyal hizmet hakkını metalaştıran, sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin yaşamını güvencesizleştiren, niteliksiz kişilerle sağlık ve sosyal hizmet alanındaki hizmetin niteliğini kötüleştiren, iş barışını bozan, sendikal hakları, örgütlenme ve ifade özgürlüğünü yok sayan dayatmalara karşı mücadelemizden asla ödün vermeyeceğiz. Siyahın karşısında beyazdan savaşın karşısında barıştan yana olmaya devam edeceğiz” dedi.
“SENDİKAL HAKLAR ASKIYA ALINDI”
OHAL kapsamında çıkartılan ve KHK ile 10 bin 131 kamu personeli, sağlık alanında da 2 bin 774 personelin ihraç edildiği anımsatan Bozkurt, “Bunun yanı sıra yine bir kararname ile içinde çok sayıda basın yayın organına ilişkin kapatma kararı da alınmıştır. Kanun hükmünde kararnameler direnenlerin, ezilenlerin, kadınların, işçi ve emekçilerin haklarını yok sayan uygulamalar olarak, AKP tarafından yıllardır kullanılmaktaydı. Ancak 15 Temmuz darbe girişiminin ardından parlamento askıya alınmış hukuksuzluğun hukuku dayatılmış ve Türkiye KHK’larla biçim verilen, halkın demokratik iradesinin hiçe sayıldığı, örgütlenme özgürlüğü başta olmak üzere sendikal hakların askıya alındığı, ifade ve basın özgürlüğünün ortadan kaldırıldığı bir ülkeye dönüştürülmüştür. Bu keyfi ve hukuksuz idare biçimi OHAL’e yaslanarak genişletilmiş ve şimdi başkanlık dayatmasıyla daha da netleşmiştir. Bu intikamcı ve hukuksuz dayatmalar karşısında kamu emekçileri olarak hukukun bizleri yok saydığı yerde meşru direnme hakkımızı sonuna kadar kullanacağımızdan kimsenin şüphesi olmamalıdır” ifadelerini kullandı.
“HİÇBİR YASADIŞI ÖRGÜTE ÜYE DEĞİLLER”
Kamudan ihraç edilen 10 bin 131 kamu görevlisi arasından sendika üyelerinin olduğunu ve darbe girişimi ile hiçbir ilgisi olmamasına, hiçbir yasadışı örgütle ilişkisi olmamasına rağmen, sırf etnik kimliği, inancı, dünya görüşü nedeni ile görevden ihraç edildiklerini öne süren Bozkurt, “Açığa alınanlar; AKP-cemaat işbirliğiyle gerçekleştirilen kadrolaşmalara, sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin çalışma ve yaşam hakkının yok sayılmasına karşı, emek demokrasi ve barış mücadelesinde ısrar eden ve bu nedenle defalarca mahkemelerde yargılanan, sürgün edilen, cezalandırılan üyelerimizdir. 15 Temmuz öncesinde de sonrasında da cemaatle mücadele adı altında gerçekleştirilen kıyımın asıl hedefi AKP’nin bu hukuksuz, haksız ve kirli politikalarına direnenlerdir.
Açığa alma ve ihraçlar nedeniyle başta eğitim ve sağlık alanında olmak üzere kamu hizmetine erişim noktasında da özellikle de halkın kamu sağlık hizmetine erişimi bağlamında önemli ihlaller yaşanmaktadır. Sağlık alanında, bazı illerde sağlık birimleri tümüyle kapanmış, tıp fakültelerin bazı bölümlerinde eğitim verecek öğretim görevlisi ve asistan kalmamış, zaten yetersiz olan sağlık personeli sayısı iyice düşmüştür. AKP Hükümeti’nin sağlık hakkına ilişkin bu ihlalleri ortadan kaldırmak adına herhangi bir planlaması olmadığı gibi, insan hakları ve sendikal haklarla bağdaşmayan dayatmalar artarak devam etmektedir” diye konuştu.
AKP Hükümeti’nin, kamu emekçisinin iktidarla ilişkisini yeniden tanımlama çabasında olduğun uda savunan Bozkurt, “Kamu hizmetini yürütenlerin tüm haklarının iktidarın iki dudağı arasında olması, insanca çalışma ve yaşama onurunun yanı sıra Türkiye’nin de uymak zorunda olduğu uluslararası sözleşmelerin hükümlerine de aykırıdır. Bu günden başlayarak direniş bayrağını işyerlerine, kent meydanlarına taşıyacağız. Herkes bilmelidir ki bu şekilde mevcut Anayasaya ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine, ILO Sözleşmelerine aykırı bir şekilde gerçekleştirilen ihraçlar fiili ve hukuksal mücadele ile mutlaka geri dönecektir. Arkadaşlarımızın kamu görevine dönmesini sağlayacak etkin mücadele yürüteceğiz. Hiç kimsenin bundan kuşkusu olmamalıdır. İşimize geri dönene ve bizim olanı alana kadar mücadele edeceğiz” dedi.