Akdeniz Belediyesi Eş Başkan Yardımcısı Sebahat Gençtarih, Büyükşehir Belediyesi hakkında suç duyurunda bulunacaklarını açıkladı. 

SONER AYDIN

Mersin Kadın Platformu’nun 3 Ekim’de başlattığı “Kırmızı Balon Çocuk İstismarına Hayır Kampanyası”nın finali olan 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü dolayısıyla Büyükşehir Belediyesi’ne ait Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlemek istedi. Ancak çocuk şenliğinde sahne alan Şibadap Çocuk Grubu’nun Türkçe bir türkü seslendirip Kürtçe türküye geçmesinin üzerine belediye görevlileri tarafından salonun ses sistemi kesildi ve çocuklar sahneden indirildi. Duruma tepki gösteren platform yetkilileri ve aileler duruma tepki gösterdi. Yaşanan gerginlik üzerine çocuklar ve aileler salonu terk etti. Yaşanan olayın üzerine birçok çevreden Büyükşehir Belediyesi’ne tepki geldi. 

BELEDİYEDEN KÜRTÇE VE ARAPÇA’YA İZİN YOK
Duruma tepki gösteren ve belediyeyi tahammülsüzlükle suçlayan İştar Kadın Danışmanlık Merkezi psikologu Fahriye Cengiz, çocukların Türkçenin ardından Kürtçe ve Arapça şarkılar söylemek istediğini ancak Büyükşehir Belediyesi görevlilerinin izin vermediğini söyledi. Mersin kadın platformu olarak 3 Ekim’de Kırmızı Balon Çocuk İstismarına Hayır Kampanyası çerçevesinde Mersin’de yer alan bütün belediyelerle ayrım gözetmeksizin duyarlılık oluşturmak adına görüşmeler yürüttüklerini ve Büyükşehir Belediyesinin hem maddi hem manevi katkı sağladığını vurgulayan Cengiz, “Kampanyayı planlarken 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü olması sebebiyle resmi final gününü de 20 Kasım olarak belirledik ve bir çocuk şenliği organize ettik. Niyetimiz kentteki bütün çocukları bir araya getirip sahneyi tamamen çocuklara bırakacağımız bir alan yaratmaktı. Bununla ilgili belediyelerle görüştük, onların çocuk birimleri ile iletişime geçip ne kadar çocuğu bir araya getirip zenginleştirebiliriz diye çalışma yaptık” dedi.

“ÇOCUKLAR KENDİ REPERTUARLARINI BELİRLEDİ”
Mersin’de sadece Akdeniz Belediyesi’nin çocuklara yönelik çalışma yapıp, çocuk korusu oluşturduğunu dolayısıyla Akdeniz Belediyesi’nin Gündoğdu Mahalle Evi’nde oluşturulan çocuk korosunu şenliğe getirmeyi uygun gördüklerini dile getiren Cengiz, “Bu şenliğe gelirken çocuklara hiç bir şekilde bizden yana ya da eğitim aldıkları öğretmenlerden yanan bir müdahale edilmesine izin vermedik. Çünkü Çocuk Hakları Günü’nde çocukların birey olarak kabul edilmeleri gerektiği, çocukların kendi tercihlerini yapabileceklerini savunan bir yerde dururken buna müdahale edip, çocukların hangi dilde, hangi türküleri okuyup, hangi enstrümanı çalacağına, kendini ifade etmesine müdahale etmek bu güne ters düşüyor. Bununla ilgili bir müdahalemiz gerçekleşmedi, bundan sonra da gerçekleşmeyecek. Çocuklar kendi repertuarlarını kendileri belirlediler. Bizim etkinliğimizin öncesinde Büyükşehir Belediyesi’nin yine 20 Kasım Dünya Çocukları Günü nedeniyle etkinliği vardı. Farklı çocuk grupları da oradaydı. Sonrasında biz sahneye çıkıp kampanyamızı anlattık, çocuklarımızdan biri çıkıp Çocuk Hakları Bildirgesi’ni okudu. Bununla ilgili bir bilgilendirme yapıldı ailelere” dedi. 

“ÇOCUKLAR TÜRKÜLERLE GELİP, SESSİZ SEDASIZ DÖNDÜ”
Sonrasında Şubadap Çocuk Grubu’nun sahneye çıkması ile birlikte çocukların sahnede hep birlikte şarkı söyleyip oyunlar oynadığını, doyasıya eğlendiğini dile getiren Cengiz, “Çocukla sahnede oyunlar oynarken ses kapatıldı. Gördük ki aslında çocukların birbirleriyle bir sorunu yok. Bundan önceki etkinliklere de çocuklar dahil oldu. Her etkinliğe coşkuyla, şarkılarla, türkülerle gelen çocuklar dün sessiz, sedasız kendi içlerine kapanarak evlerine geri döndüler. Ama bu yaşananlar bizi yolumuzdan döndürmedi, aslında yaşananlar ne kadar doğru bir şey yaptığımızı gözler önüne serdi” ifadelerini kullandı. 

“GÖREVLİ: BİZ GÖREVİMİZİ YAPIYORUZ!”
Belediyenin engellemesine tepki gösteren ve çocuklarlarda çok büyük kırılmalar yaşattığını dile getiren Sosyolog Neval Güzel ise “Büyükşehir Belediyesi’nde gerçekleşen olay nedeniyle yaşanan kırılmalar çok ciddi boyutta oldu. Zaten bir çatlak vardı ve o çatlak bu süreçte giderek derinleşiyor. OHAL’le birlikte derinleştirilmeye çalışan çatlak çocuk şenliğinde çok net bir şekilde vücut buldu. Bir tarafta çocuklar sahnede şarkı söylerken, diğer tarafta sahne kenarında başka çocuklar onları dinliyordu ancak velilerin ya da oradaki görevlilerin zoruyla ses kapatılıp, çocuklar sahneden indirildi. Çocukların yanında tartışma yaşandı. Talihsiz bir olaydı. Hem bizim açımızdan hem de çocuklar açısında tarifsiz bir duygu yaşandı. Bazı kişiler tarafından emeğimiz bir kenara itildi ve çocuklara kazandırmak istediğimiz şeyler sildirilmeye çalışıldı. Bu talimat kim tarafından verildi diye defalarca sormamıza rağmen cevap alamadık, sadece ‘Biz görevimizi yapıyoruz’ dediler. Velilerden tepki gelmeye başladı, velilerle görevliler arasında tartışma yaşandı” diye konuştu.

“ÇOCUKLAR: BİZ NE YAPTIK!”
Olayın ardından çocukları evlerinde bırakan Sosyolog Hülya Ceylan ise çocuklarda çok ciddi moral bozukluğunu olduğunu ve duruma anlatıp teskin etmeye çalıştığını belirterek şunları söyledi: “Olaydan sonra çocuklar çok kötü vaziyetteydi, ‘Biz ne yaptık’ diye sordular, diyecek bir şey bulamadım açıkçası. ‘Sizin suçunuz yok, oradakilerin yaptığı ihmal’ diye cevap verdim. Bu aslında bir istismar. İstismara karşı etkinlik düzenlediğimiz bir günde böyle bir şey yaşamamız bizi derinden üzdü. Çocuklara gidecekleri yere kadar eşlik ettim. Çocukların hepsi çok üzgündü. 5-10 yaşındaki çocukların hiçbirinden ses çıkmıyor, sadece ‘Biz ne yaptık’ diye soruyorlar. Yaşananlardan dolayı hepimiz çok üzgünüz.”

“SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAĞIZ”
Konuyla ilgili açıklama yapan Akdeniz Belediyesi Eş Başkan Yardımcısı Sebahat Gençtarih ise Büyükşehir Belediyesi hakkında suç duyurunda bulunacaklarını belirterek, “Büyükşehir Belediyesi, yaşları 5 ila 10 arasında değişen çocuklar Kütçe türkü söylemeye başlayınca direk cihazları kapatarak konseri yarıda bıraktırdılar. Açıklamaları da Kürtçenin yasak olduğu ve bu sebeple Kürtçe şarkı söylenemeyeceği yönündedir. Büyükşehir Belediyesi Kongre ve Sergi Sarayı bu kentindir. Ve bu kentte yaşayan bütün halklara hitap etmek zorundadır. Bu kadar tahammüllerinin olması gerekiyor. Ancak sadece Türkçeye izin veriyorlar. Bu ülkede Kürtçenin yasak olduğuna inanan bir yerden duruma bakıyorlar. Buna ilişkin hem kamu oluşturacak, hem Meclis gündemine taşıyacak, hem de savcılığa suç duyurusunda bulunacağız. Bunun arkasını bırakmayacağız. Bu çocuk korosu Türkçe, Kürtçe ve Arapça türküler söylüyor. Ancak Kürtçe türküde sahneden indirildikleri için Arapça olan parçayı da söyleyemediler” şeklinde konuştu.