SONER AYDIN
İşyeri hekimi ve Mersin Tabip Odası Başkanı Dr. Ful Uğurhan, Mersin Serbest Bölge’de çalışan tekstil işçilerinin yaşadığın sorunları gazetemize değerlendirdi. İş yeri hekimleri olarak iş yerlerini çalışan sağlığı açısından uygun olup olmadığını incelediklerini ve iş kazalarını önlemek adına işverene danışmanlık yaptıklarını kaydeden Dr. Uğurhan, “Biz işçi sağlığını koruyucu sağlık hizmetleri içinde değerlendiriyoruz. Bizim meslek alanlarımızdan biri de iş yeri hekimliğidir. Biz iş yerine gidip, çalışan sağlığı açısından uygun mu değil mi önce onu inceleriz. Ayrıca iş kazaları meydana gelmesin diye de işverene danışmanlık yaparız” dedi.
“İŞVEREN YETERLİ MALZEME TEMİN ETMİYOR”
Serbest Bölge’de tekstil sektöründe birçok meslek hastalığını ortaya çıktı bilgisini veren Uğurhan, özellikle pamuk ve toz ile çalışılan yerlerde daha sık meslek hastalığı göründüğü aktardı. Tekstil sektöründe ortaya çıkabilecek hastalıklardan korunmanın birinci yolunun koruyucu maske kullanmak olduğunu dile getiren Dr. Uğurhan, “Her iş kolunda değişik maskeler vardır. Örneğin, sağlıkçıların kullandığı maske ayrıdır, tekstil sektöründe tozun inceliğine göre işçilerin kullandığı maske farklıdır. Oranın iş yeri hekimi ortaya çıkan toza göre işvereni, temin etmesi gereken malzemeler konusunda bilgilendirir. Ama işveren ekonomik nedenlerle ya ucuz malzeme alır ya da hiç almaz. Hastalıklardan korunmanın bir diğer yolu ise eldiven takmak ve işe uygun üniforma kullanmaktır. Bunlar işçinin sağlığını korumada birinci sırada geliyor” diye konuştu.
“DENETLEME MEKANİZMASI YANLIŞ KURGULANMIŞ”
İşyerlerinde ortaya çıkabilecek sorunlara karşı iş müfettişlerinin denetleyici görevi gördüğünü ve sistemin böyle işlediğini aktaran Dr. Uğurhan, “Sistem denetleme üzerine böyle kurulmuştur. İş sağlığı ve iş güvenliği yasalarımız var ama bu yasalar yerine getirilmiyor. İşyerlerinde sigortasız işçi çalıştırılmaması lazım ama sigortasız işçi çalıştırılıyor. İşe göre uygun malzeme alınması lazım ama alınmıyor. Bunu gören iş güvenliği uzmanları ya da işyeri hekimlerinin durumu üst merciiye bildirmesi gerekir ancak bildiremez çünkü maaşlarını işyerinden alırlar. Denetleme mekanizması yanlış kurgulanmış bir sistem. Aslında bu hizmeti devlet sağlamak zorunda. Yani işyeri denetimcisi gördüğü sorunu bir üst kurumu bildiremiyor çünkü işveren sözleşmesini feshediyor. Sadece duyarlılık üzerine, bilgilendirme üzerine kurulmuş bir sistem, doğru bir sistem değil. Bunun öncelikle acil olarak değiştirilmesi lazım. İşçilerin hastalanmaması için koruyucu donanımlarını işyerinin temin etmesi gerekli. Türkiye’de güvenlik ve sağlık kültürü çok yetersiz. Bazen işveren en doğru malzemeyi alıp işçiye veriyor ama işçi bunu kullanmıyor. İşveren maske, baret, gözlük, eldiven veriyor işçi bunları takmıyor. Yani işin bir de bu boyutu var. Bu güvenlik kültürü çocukluktan verilmeli” ifadelerini kullandı.
“HERŞEY KAĞIT ÜZERİNDE, UYGULAMA SIFIR”
Türkiye’de çalışma şartlarının Avrupa standartlarında olmadığını, her şeyin kağıt üzerinde kaldığını kaydeden Dr. Uğurhan şunları söyledi; “Örneğin, Serbest Bölgede sigortasız işçi çalıştırılır, işçi uygun olmayan malzemelerle çalışılır, uygun olan malzeme verilse işçi ‘bana bir şey olmaz’ deyip kullanmaz. Kadın işçilerin kullandığı eşarplar makinelere dolanıp kazaya sebebiyet verebilir, ‘bone tak’ dediğinizde başörtüsünden vazgeçmez. Yani hem işverenden hem de işçinin kendisinden doğan karşılıklı bir sorun söz konusu.”