SONER AYDIN
Mersin’li çiftçi ve ihracatçı kabus gibi geçen bir yılı geride bırakıyor. 24 Kasım 2015’te Rusya uçağının düşürülmesi ile birlikte başlayan kriz elde kalan tek pazarın da kaybolmasına neden oldu. Krizin giderilmesi için Rus yetkililere gerçekleştirilen üst düzey temaslar olumlu bir hava yaratsa da üretici ve ihracatçı hala umutsuz. Son gelişmeleri gazetemize değerlendiren Mersin Ziraat Odası Başkanı Cengiz Gökçel özellikle Rusya krizinin faturasının çok ağır olduğunu vurguladı. Gökçel, uçak krizinin verdiği zararın 240 milyon dolar civarında olduğunu kaydetti.
“İHRACATÇIYA, ÜRETİCİYE BÜTÜN KAPILAR KAPANDI”
Son 2-3 yılda hem Ortadoğu’daki savaşların hem de Rusya ile yaşanan krizin adeta çiftçinin ve ihracatçının belini büktüğünü vurgulayan Gökçel, çiftçiye ve bu işin ticaretini yapan kişilere para kazandırılması için üretim fazlasının ihracat yoluyla yurt dışına pazarlanması sağlanması gerektiğini dile getirdi. Yurt dışına ne kadar fazla ürün pazarlanırsa hem çiftçinin hem de tarımla uğraşan esnafın daha kazandırılacağının altını çizen Gökçel, “Biz daha önce başta Avrupa olmak üzere, Ortadoğu’ya ve Rusya’ya oldukça fazla miktarda tarım ürünü pazarlayabiliyorduk. Ama son zamanlarda özellikle Avrupa Birliği’nin oluşturulması ile Avrupa Birliği ülkelerine yaş sebze pazarlamamız nerdeyse imkansız hale geldi. Elimizde iki Pazar kalmıştı, Ortadoğu ve Rusya. Ortadoğu’da da yaşanan savaşlar, iç mücadeleler bizi bölge olarak çok etkiledi. Biz zaman zaman İran’a da tarım ürünü satıyorduk, Irak’a da satıyorduk. Suriye üzerinden de belki 10 tane ülkeye tarım ürünleri pazarlıyorduk. Ama Suriye krizi ile birlikte hem Suriye ile tarımsal anlamda gerçekleştirdiğimiz işbirliği ortadan kalktı hem de Suriye üzerinden diğer ülkelere ürünlerin geçişi ortadan kalktı. Dolayısıyla bu hem ülke hem çiftçiye büyük zarar verdi” dedi.
“ZARAR ÇOK BÜYÜK”
Ortadoğu pazarının kapanmasından dolayı elde kalan tek Pazar olan Rusya pazarının da geçtiğimiz yıl 24 Kasım yaşanan uçak krizi nedeniyle kaybedildiğini aktaran Gökçel, “Biz sadece Rusya’nın etrafındaki ilişkilerimizin iyi olduğu ülkelere ürünümüzü pazarlayabildik. Bu pazarların yeniden kazanılabilmesi için yetkililer görüşmelere başladı ve belirli bir yol kat edildi. Rusya ile eylül ayında birebir gerçekleştirilen görüşmelerin ardından ürünlerin Rusya’ya serbestçe girileceği anlamında açıklamalarda bulunuldu. Bu hem çiftçide hem de bu işin ticaretini yapanlarda büyük bir heyecan yaşanmasına neden oldu. Bir algı oluştu, sanki tarım ürünleri Rusya pazarına girdi, ihracat başladı. Ama maalesef sezona girdiğimizde, narenciye hasat döneminde biz 30-40 kuruşa mandalina ürünleri zor sattık. Portakal, limon gibi ürünleri bahçede 30-40 kuruşa hala zor satıyoruz. İhracat rakamlarına baktığımız zaman ihracatta bir artış olmuş gibi rakamlar ortaya çıkıyor. Geçtiğimiz yıl Rusya krizi ile ülkemizin yaş sebze meyvede zararı 240 milyon dolar seviyesinde oldu” diye konuştu.
“ÇİFTÇİNİN DE ZARARI KARŞILANSIN, TEŞVİK PRİMİ AÇIKLANSIN”
İhracatçının Rusya krizinden dolayı ortaya çıkan zararının yüzde 30’unun, iç piyasaya dönen ürününün de yüzde 60’ının devlet tarafından karşıladığı bilgisini veren Gökçel, zarara uğrayan çiftçinin de zararının tanzim edilmesi gerektiğini savundu. İhracatçıya yönelik uygulamanı çok doğru olduğunu ancak üretim yapan çiftçilerinin zararının neden karşılanmadığını soran Gökçel, “Biz bu durumların yaşanmaması için Ziraat Odaları olarak 2016-2017 sezonunda çiftçilerin de zararının karşılanmasını istedik. Biz yine de alınan kararlara saygı duyarak üretime devam ettik. 2016-2017 dönemi içinde şunu talep ettik; madem bizim zararımız karşılamadınız bari hasat sezonu öncesinde Temmuz-Ağustos ayı gibi ihracata verilecek teşvik primlerini belirleyin. Ve öyle bir ihracat desteği açıklayın ki çiftçinin zararını karşılayacak fiyatlarla çiftçiden ürün satın alınsın. Yani ihracatçı alacağı teşvik primi ile 30-40 kuruşa değil de 60-70 kuruşa ürün alsın. İhracatçı fiyatı erken görsün ve ona göre kendisine pazar bulsun, sadece Rus pazarına bağlı kalmasın. Ama maalesef ne ihracata teşvik primi ne de fiyatı belirlendi. Bu sene narenciyeye verilecek teşvik primlerinin hala ne olduğunu çiftçi de ihracatçı da bilmiyor. İhracat primlerinin belirlenmesinde çok geç kalındı. Bu da çiftçimize, aynı zaman da ihracatçımıza zarar verdi. İhracatçıya ton başına 120 lira gibi bir destek verileceği açıklandı bu da ihracatçımızı olumsuz etkiledi. Çiftçimiz zaten bundan hiçbir kar elde etmiyor ve olan yine çiftçimize oldu maalesef. Bir de sanki Eylül ayında tarım ürünlerinin geneli Rusya’ya pazarlanabilecekti gibi bir yanılgı var ama önceki sene sadece limona, zaman zaman greyfurda izin veriyorlardı, sonra bütün narenciye ürünlerine serbestlik getirdiler. Aslında bütün tarım ürünlerine de gelmedi, örneğin domatesi almadılar, diğer örtü altında üretim yapan sebze üreticileri de mağdur durumda. Banklara borçlarını ödeyemiyorlar” ifadelerini kullandı.
“RESMİ AÇIKLAMA BEKLİYORUZ”
Üreticinin ve ihracatçının yasağın kalktığına dair resmi bir açıklama gelmemesi nedeniyle karamsarlığa düştüğünü aktaran Gökçel şunları söyledi: “Resmi, kamuoyunun duyacağı bir açıklama bekliyoruz. Söylenenlere inanmayacak durumdayız artık. Bizim yetkililerimiz bunu iyi niyetle söylüyor, bunun söylenmesi dahi piyasada ürün fiyatlarını olumlu yönde etkiledi ama muhatabımız olan Rus yetkililerin bu açıklamaları bir an önce yapmaları bu fiyatların daha iyileşmesine sebep olacaktır. Biz de umutla, inançla gelişmelerin olmasını bekliyoruz ve umarım beklentilerimiz doğrultusunda bir iş birliği yeniden gerçekleşir, bütün tarım ürünlerinin Rusya ve bütün dünya ülkelerine pazarlanmasının yolu açılır. Bu hem ülke ekonomisine, çiftçimize kazandırır.”