CHP Mersin Milletvekili Dr. Hüseyin Çamak, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, 28-29 Aralık 2016 tarihlerinde meydana gelen sel felaketinden zarar gören çiftçilerin ve esnafın sorunlarını gündeme getirdi.
“ESKİ AFETLERDEN DERS ALINMADI”
Doğal afetlerin önüne geçmenin mümkün olmadığını ancak afetlerden önce alınacak alınacak tedbirlerle zararı en aza indirmenin devletin ve yöneticilerin görevi olduğunu kaydeden Çamak, “1961, 1968, 2001 yıllarında da Mersin’de büyük sel felaketleri yaşandı. Karşılaşılan manzara hep aynıydı. Bu yaşanan elim olaylardan ders alınmadığı için her defasında aynı sıkıntıları yaşıyoruz. Dolayısıyla bu tür afetlerin her ne kadar önüne geçilemese de ortaya çıkabilecek can ve mal kayıpları sorumlu bir yönetim anlayışında minimum seviyeye çekilebilir” dedi.
Mersin örneğinde görüldüğü üzere, dere ağızlarının imara açılması ve dere ıslahlarının zamanında yapılmamasının bu felaketlere adeta davetiye çıkardığını belirten Çamak, “Bu doğal afetler gerçekleştikten sonra önemli olan, en kısa zamanda vatandaşlarımızın yaralarını sarmak ve günlük hayatlarını eski ritmine kavuşturmaktır” diye konuştu.
“CAN VE MAL KAYIPLARI TEDBİRSİZLİKTEN KAYNAKLANDI”
İlgili bakanlığın açıklamasına göre, 28-29 Aralık 2016 tarihlerinde Mersin’de altı saat içerinde metrekareye 170 kg yağmur düştüğünü, bu miktarın yıllık 580 kg yağış alan Mersin’de toplam yağışın üçte birine tekabül ettiğini hatırlatan Çamak, “Haliyle bu şiddetli yağış bir sel felaketine neden olmuştur. Bu sel felaketinde kent merkezinde birçok işyeri ve ev zarar görmüştür. Altını çizerek söylüyorum, can kayıpları ve maddi zararların önlenememesi, önceden alınması gereken tedbirlerin yetersizliğinden kaynaklanmaktadır” dedi.
“MERSİNLİ ÇİFTÇİ YARDIM ELİ BEKLİYOR”
Mersin Ziraat Odası ile Tarsus Ziraat Odası’nın tespitlerine göre sadece tarım alanlarında 175 milyon lira civarında maddi zarar meydana geldiğini kaydeden Çamak şunları söyledi:
“Bu zararın büyük bölümü seraların olduğu bölgeler olup domates, patlıcan, biber ve kabak yetiştiricileri bundan en büyük zararı görenler olmuştur. Silifke, Anamur ve Bozyazı’daki tarım arazilerinde de ciddi boyutlarda zararlar ortaya çıkmıştır. Çiftçilerimiz zarar gören ürünlerini kurtarmaya çalışırken uzun süre sular çekilmediğinden ne yazık ki bütün bu üretim alanlarındaki ürünler ziyan olmuştur. Çiftçilerimiz ziyan olan ürünlerini unutup, bankalara olan borçlarını nasıl ödeyeceklerini kara kara düşünerek çaresizlik içerisinde devletin kendilerine el uzatmalarını beklemektedir. Bunun yanı sıra tekrar üretim yapabilmek için gerekli mali kaynağı nereden bulacaklarını düşünmektedirler. Mersinli üreticilerimiz, sel felaketinin üzerinden 20 günden fazla zaman geçtiği halde felaketin yaralarının sarılması noktasında herhangi bir devlet desteği olmadığını belirtmekteler. Ayrıca, üretimin yetersizliğinden dolayı önümüzdeki günlerde ürünlerin tüketiciye fahiş fiyatlarla ulaşacağı noktasında da uyarılarını bizlere iletmekteler. Dolayısıyla üreticinin yaşadığı felaketin dolaylı olarak tüm ülkedeki tüketicilere yansıyacağını vurguluyorlar.”
“BİR YIL KREDİ BORCU ERTELEME YETERLİ DEĞİL”
Sel felaketinin ardından hükümetin, selden zarar gören çiftçilerin Ziraat Bankası’na olan kredi borçlarını 1 yıl erteleme kararı aldığını hatırlatan Çamak, bunun yeterli olmayacağını vurguladı.
Çamak, “Ziraat Bankası krediyi kullandırırken zaten krediyi ve araziyi sigortalıyor. Burada devletin bir fonksiyonu yok, gereğini sigorta şirketi yapıyor. Hazine arazileri, intikal arazileri ve 2B arazileri içinse bu düzenlemenin hiçbir karşılığı yok. Özel borcu olanlara hiçbir yardımda bulunmuyor. Özel bankalardan borçlananlar borçları ötelense bile katlanarak faiz ödeyecekler. Onlar açısından bu borçların ödenmesi iyice imkânsız hale geliyor. Vatandaşların yıllardır devletten bir talebi var. Tapu olsun olmasın, intikal eden özel arazi ya da hazine arazisi olsun muhakkak TARSİM (Tarım sigortası) kapsamına alınmalı. Vatandaşlarımız yıllardır bu garabetin çözümünü bekliyor olsa da hala dişe dokunur bir adım atılmış değil. Vatandaşların en büyük sorunlarından bir tanesi de şu: Serayı kurmuş, masraf yapmış tam ürün dikme safhasına gelmişken, fırtına oluyor, sera yerle bir oluyor, seranın içinde ürün olmadığı için TARSİM sigorta yapmıyor. Oysa içinde ürün olmasa da vatandaş sigorta yapabilmeli. Devlet de buna bir çözüm bulmuyor” diye konuştu.
“KREDİ BORÇLARI EN AZ 3 YIL FAİZSİZ ERTELENMELİ”
CHP Mersin Milletvekili Dr. Hüseyin Çamak, açıklamasında selden zarar gören vatandaşların taleplerini şöyle özetledi: “Vatandaşların acil talepleri şunlar: Mersin afet bölgesi ilan edilmeli, krediler en az üç yıl faizsiz olarak ertelenmeli, Ziraat Bankası, diğer bankalar ve kooperatiften alınan borçlar faizsiz ertelenmeli. Hasar tespitleri yapılmış durumda, Anamur ve Bozyazı’daki fırtınanın üzerinden bir ay, Mersin-Merkez, Tarsus, Kazanlı, Adanalıoğlu bölgelerindeki sel felaketinin üzerinden yirmi günü aşkın zaman geçmesine rağmen elle tutulur hiçbir yardım yapılmış değil. Bu vatandaşlarımız, kışın ortasında ne yiyecek ne içecek, ne ile geçinecek? Hükümet tarafından bölgeye gönderilen 30 milyon TL çatısı uçan, evini sel basan vatandaşlara ufak da olsa yardım anlamında kullanıldı. Ama tüm bunlar kentin yaralarını sarmak için çok yetersiz. Vatandaşlarımız her gün bizleri arıyor, sel bölgelerindeki sular hala tamamen çekilmiş değil. Çiftçilerimize, üreticilerimize devletimizin bir an önce sahip çıkması talebimizi Meclis’in çatısı altında bir kez daha ilgililerin dikkatine sunuyorum.” (bülten)