Mersin’in merkez ilçe Mezitli ilçesinin Belediye Başkanı Neşet Tarhan, ilçenin gelişimi ve giderek büyümesine ilişkin İHA muhabirine açıklama yaptı. Mezitli ilçesinin sanat, kültür, spor ve müzik kenti olduğunu vurgulayan Tarhan, ilçenin her yönüyle entelektüel düzeyi yüksek olan bir yer olduğunu ifade etti. Belediye başkanlığına aday olurken, Mezitli’ye değer katacağını ve Mezitli’de herkesin yaşamak isteyeceğini söylediğini anımsatan Tarhan, ilçede yaptıkları çalışmalarla nüfusun giderek arttığına dikkat çekti.
“MEZİTLİ’YE GÖÇ, TÜRKİYE ORTALAMASININ 3 KATI ARTTI”
Son resmi rakamlara göre, Mezitli nüfusunun yılbaşı itibarıyla 172 binden 181 bin 400’e yükseldiğini bildiren Tarhan, “Buradaki trafiğe istatistiksel olarak baktığımız zaman ben aday olduğum tarihten önceki yıllar seçimlere kadar Mezitli’ye göçün sürekli azaldığını görüyoruz. Ama ben göreve geldikten sonra Mezitli’ye göçün hızlandığını görüyoruz. Birinci yıl yüzde 3,5 kadar, ikinci yıl yüzde 5,5 kadar bir göç oldu ki, bu Türkiye ortalamasının yaklaşık olarak 3 katı. Fakat olumlu, sağlıklı bir göç hareketi var. Daha ziyade Yenişehir, Toroslar, Akdeniz ilçelerimizdeki vatandaşların evlerini satarak buraya geldiklerini görüyoruz. Bazı iş yeri sahiplerinin Mezitli’de iş yerlerini açtıklarını görüyoruz. Tüm Mersin’deki önemli markaların hepsinin şu anda Mezitli’de iş yeri açtığına tanık oluyoruz. Bunu daha da geliştireceğiz, çünkü yeni çevre planı ve nazım planda işaretlenmiş bir ticaret ve sanayi alanımız var. Büyük alışveriş merkezlerinin kent merkezinde yapılmasına karşıyız. O ticaret ve sanayi alanında da büyük bir alışveriş merkezinin yapılmasını istiyoruz” diye konuştu.
“HERKES YAŞAMAK İÇİN MEZİTLİ’Yİ TERCİH EDİYOR”
Önümüzdeki süreçte yapacakları çalışmalar ve yeni projelerle İlçedeki sanayi sitesinin kalkacağını ve yeşil alan olacağını, eski hal alanının da kent meydanı olarak düzenleneceğini ifade eden Tarhan, şöyle devam etti: “Orası bir bütünlük arz edecek. İkinci bir kent merkezi yaratıyoruz orada. Sanayi de kalktığı zaman sakin bir şehir olacak ama o sakinliğinin içerisinde de enerjisi çok yüksek olan, atılıma çok hazır, kendi kabuklarına sığmayan bir Mezitli’yi göreceğiz. Çünkü herkes şu anda yaşamak için Mersin’de Mezitli’yi tercih ediyor. Türkiye’de de aynı şekilde. Artık Mezitli’yi Türkiye’de duyurduğumuza inanıyorum. Hatta gittiğimiz yurt dışı inceleme gezilerinde, toplantılarda da Mezitli’yi tanıtmak için çaba harcıyoruz. Umarım Mezitli’yi artık yavaş yavaş Türkiye sınırları dışına da çıkarak dünyaya tanıtma başarısına ulaşırız. Çünkü Mezitli bunu hak ediyor.”
“MEZİTLİ, ÖRNEK BİR İLÇE OLMAYA DOĞRU GİDİYOR”
Bir amaçlarının da Mezitli’de herkesin sağlıklı olması olduğuna vurgu yapan Tarhan, bu çerçevede Sağlıklı Kentler Birliği’ne üye olduklarını, Dünya Sağlıklı Kentler Birliği’ne üyelik başvurularının da sonuçlanmak üzere olduğunu anlattı. “Herkesin mutlu olmasını istiyorum” diyen Tarhan, Mezitli’nin barış kenti olmasını istediğini dile getirerek, “Çok şey istemiyoruz, Mezitli’deki insanlar daha çok güler yüzlü olsun, sabahları insanlar karşılaştıkları zaman ‘günaydın’ desin, akşamları ‘iyi akşamlar’ desin, sevginin hakim olduğu bir kent olsun. Burada çok büyük yol kat attık zaten. Bunlar yok demiyorum ama maksimum düzeye çıkarmak istiyoruz. Örnek bir ilçe olmaya doğru gidiyor Mezitli. ‘Bu nasıl oldu, nasıl başardınız’ diye soranlar oldu. Burada anahtar kelime, halkın güvenidir. Halkın belediyeye güveni olmuştur, halkın bana güveni olmuştur. Onun için siyasi düşüncesi ne olursa olsun Mezitli’deki her partinin desteğini almış durumdayız. Belediye meclisimizde kararlar oy birliğiyle çıkıyor. Bu, ender görülen bir şeydir” ifadelerini kullandı.
“OMZUMA YÜKLENEN SORUMLULUĞU YERİNE GETİRMEYE ÇALIŞIYORUM”
Mezitli halkının hizmetler yönünden en iyisine layık olduğunun altını çizen Tarhan, kendisine gösterilen güven ve verilen desteklerden de sorumluluk doğduğuna işaret ederek, şunları söyledi: “Bu sorumluluk benim omzumda. Bana, ‘Sizin açınızdan en zor şey nedir’ diye sorarlarsa, resmi kayıtlarda 40 bin ama toplam olarak 60 bin olarak tahmin edilen Suriyeli ve yazın yaylalara gelenlerle 250 bine kadar ulaşan insanın sorumluluğu benim omuzlarımda. Hastası olanın sorumluğu üzerimde, çocuğunu okula gönderemeyenin sorumluğu üzerimde, ayakkabısı delik çocuğun sorumluluğunu üzerimde hissediyorum. Bu sorumluluk elbette ki ağır, insanların beklentileri var. Elbette ki, bu kadar sorumluluğu omuzlarına almak bir insanı zor durumda bırakıyor, emek harcamak gerekiyor. Ben de buna gayret ediyorum, o sorumluluğu yerine getirmeye çalışıyorum.” (iha)