Bölgeyi 30 yıl boyunca işleten ve işletme hakkını 19 yıllığına daha alan MESBAŞ Genel Müdürü Edvar Mum, bölgenin sorunlarının çözülmesi halinde hem kentin hem de Türkiye’nin büyük kazanımlar elde edebileceğini söyledi.
Mersin Serbest Bölgesi’nde yaklaşık 30 yıldır görev yapan ve hem kent hem bölge hem de Türkiye’nin gelişim ve kazanımlarında önemli payı olan Mersin Serbest Bölgesi İşleticisi A.Ş (MESBAŞ) Genel Müdürü Edvar Mum, talepleri ve sorunları gazetemize anlattı.
Mersin Serbest Bölgesi’ni işletmek amacı 1986’da kurulan ve halka açık bir anonim şirket olan MESBAŞ’ın sermayesinin yüzde 24'ü kamu sektörüne, yüzde 76’sı ise özel sektöre ait olduğunu anımsatan Mum, bölgenin toplam ortak sayısının 173 olduğunu söyledi.
Bölgenin işletme hakkının 1987’deki kuruluşta 30 yıllığına MESBAŞ’a verildiğini ve bu sürenin geçtiğimiz günlerde dolması sonrası 19 yıllığına daha bölgenin işletme hakkını alan MESBAŞ’ın yeni dönemde altyapı yatırımlarına ağırlık vereceğini açıklayan Genel Müdür Mum, komşu ülkelerde yaşanan sıkıntıların bugün en çok Mersin’i vursa da gelecekte bu bölgelerde güven ve huzur ortamının sağlanması ile en avantajlı kentin de yine Mersin olacağını vurguladı.
Bu anlamda kentin bu sürece hazırlanması gerektiğini işaret eden Edvar Mum, konteyner limanın bir an önce yapılması için çağrı yaparak, önlerini tıkayan yasal düzenlemelerin de bir an önce hayata geçmesini istedi!
10 BİN KİŞİNİN EKMEK KAPISI
SORU: Mersin Serbest Bölgesi’ni en iyi siz tanıyorsunuz. Mersin Serbest Bölgesi dediğimizde aklımıza nasıl bir yapı gelmeli?
E. MUM: Mersin Serbest Bölgesi, bir serbest bölgede olması gereken tüm özellikleri hatta fazlasını barındırıyor. Doğu Akdeniz’in en önemli noktalarından birinde bulunuyor. Bunun yanında Mersin Serbest Bölgesi’nin, Ortadoğu ülkelerine geçiş imkanı sağlayan bir önemi var. Yine merkez Asya ülkelere bağlantı konumunda bulunmakta. Bu bağlamda baktığımızda ülkemizin en önemli limanlarından birisidir. Yani dünyaya açılan kapı konumunda.
Bölgede şuan 139’u yabancı olmak üzere toplam 461 ruhsatlı firma faaliyet göstermektedir. Yaklaşık 836 dönümlük net alanın 625 dönümünün tamamı yatırımcılara tahsis edilmiştir. Ayrıca 8 bin kişiye istihdam sağlamaktadır. Serbest Bölge’de verilen hizmetler ve diğer yan hizmetlerle birlikte bu rakam 10 bine çıkmaktadır. Tek başına sağladığı bu istihdam rakamı bile hem ülkemiz hem de Mersin için büyük öneme sahiptir. Bunun yanı sıra bölgenin de sağladığı yıllık ticaret hacmi 3,5 milyar dolardır.
TİCARET AMAÇLI KURULDU AMA ÜRETİM ARTIYOR
SORU: Serbest Bölge’de sektörel dağılıma baktığımızda aklımıza ilk hazır giyim ve konfeksiyon geliyor. Yine gıda üzerine çalışan firmalar yoğunlukta ama bunun dışında hangi sektörler yer alıyor? Ve faaliyet çeşitliliğinde değişim var mı?
E. MUM: Mersin Serbest Bölgesi’nin 1987’deki resmi açılışından itibaren faaliyete geçen ilk sektör hazır giyimdi. Dolayısıyla bu anlamda gelişti. Fakat son yıl içerisinde hazır giyimin yanında gıda sanayi üretimleri, bununla beraber ambalaj malzemeleri, medikal ürünler ve çelik boru da buna ilave oldu. Ambalaj malzemeleri, medikal üzerine ticaret yapan firmaların sayısı arttı. Yani Mersin Serbest Bölgesi’nin üretim çeşitliliği arttı. Global olarak baktığımızda ticaret hacminin büyük kısmını oluşturan yine ticarettir. Yani ticari faaliyetler önemini korumakta.
“OTURDUĞNUUZ YERDEN DÜNYAYA SATIŞ YAPABİLİYORSUNUZ”
SORU: Serbest Bölge’de bir firma kurduğunuzda ne tür işler yapabiliyorsunuz?
E. MUM: Serbest Bölge’de bulunmak dışa dönük bir faaliyette bulunmak anlamına geliyor. Kuruluş amacı bu çünkü. Sadece ülke içinde ticaret yapmanız söz konusu olmaz. Dolayısıyla firma yatırım yaparken tercihini ve araştırmasını buna göre yapmalı. Eğer sadece ülke içerisine yönelik ticaret yapacaksa o zaman Serbest Bölge’de bulunması çok anlamı değil. Organize Sanayi’ye ya da diğer yerlere gidebilir ama dışa dönük ticaret için Serbest Bölge tercih edilebilir. Çünkü Serbest Bölge, gümrük dışında bir alanda bulunmaktadır. Bunun yanında Serbest Bölge’de gelir vergisi istisnası bulunmaktadır. Bu da firmaya avantaj sağlamaktadır.
“YÜZDE 100 VERGİ İSTİSNASI SAĞLANIYOR”
SORU: Serbest Bölge’nin gümrük muafiyetinden bahsettik. Son gelen desteklerle birlikte baktığımızda bu muafiyetler nelerdir?
E. MUM: Serbest Bölge doğal olarak gümrük katı dışında kabul edilmektedir. Dolayısıyla Türkiye’den Serbest Bölge’lere yapılan satışlar ihracat kabul edilir. Serbest Bölge’de firma eğer üretim yapıyorsa Türkiye’den aldıkları ürünü, ham maddeyi ihracat kapsamında daha uygun fiyata alabilirler. Eğer firma ürünü veya ham maddeyi yurt dışından getiriyorsa gümrüksüz olarak getirebilmekte, burada üretime tabi olmakta ve tekrar yurt dışına götürebilmektedir. Çok esnek ve avantajlı bir yapısı var. Bu işlemden dolayı yılsonunda elde edileni kazanç ise yüzde 100 oranda gelir ve kurumlar vergisinden muaftır.
Buna ilave olarak eğer yaptığı asgari üretimin yüzde 85’ini yurt dışına satıyorsa çalıştırdığı işçilerin ücretlerinde de gelir vergisi istisnası sağlanmaktadır. Böylelikle yeni istihdamların önü açıktır.
“KIYI KENAR ÇİZGİSİ TAPU ALMAYA ENGEL”
SORU: Mersin Serbest Bölgesi’nin sorunlarına değinmek istiyorum ama öncelikli olarak bir tapu sıkıntısı yaşanıyor. Şuan son durum nedir?
E. MUM: Tapu konusunda öncelikle bir kadastro işlemi yapılması gerekiyordu. Bununla ilgili çalışmalar tamamlandı ama burada önemli olan konu kıyı kenar çizgisidir. Çünkü tayin edilen kıyı kenar çizgisi Mersin Serbest Bölgesi’nin yatırım alanlarının belli bir kısmından geçmektedir. Bu orada bir tapusal düzenleme yapmayı engellemektedir. İlgili bakanlıkla görüşmeler yapıldı ama bu konunun yasal düzenlemeyle tekrar ele alınması gerekiyor.
Mersin’de, Kıyı Kenar Çizgisi Kanunu’ndan önce farklı düzenlemeler, tesisler yapıldı. Daha sonra kıyı kenar çizgisiyle ilgili düzenlemeler yapılırken Serbest Bölgeler gibi mevcut yapılar dikkate alınmadı. O kanun uygulanınca bir çok tesis iptal edildi. Şimdi Mersin Serbest Bölgesi’nde de aynı sıkıntı yaşanıyor.
Serbest Bölgenin 1987 yılında fiilen açılmasından sonra verilen tahsislerle bu işlemler yapıldı. O dönem böyle bir engel yoktu. Şimdi devletin kabul ettiği, ruhsat verdiği binalar bir süre sonra yine devletin koyduğu yasalarla engellenir duruma getiriliyor. Bu tesis hiç kimseden onay alınmadan ruhsatsız yapılan bir tesis değil, dolayısıyla farklı düşünülebilir. Çünkü bu tesisler tamamen devletin müsaadesi ile yapılmış ve Bakanlar Kurulu tarafından sınırları belirlenmiş bir alanda yer alıyor. Dolayısıyla kanuna bazı istisnalar getirilerek Serbest Bölge’nin bu kapsam dışında olması sağlanmalıdır. Bu sayede bu sorun çözüme kavuşabilir.
SORU: Diğer Serbest Bölgelerde de bu sıkıntı yaşanıyor mu?
E.MUM: Serbest bölgelerin hepsi kıyıda değil. Adana Yumurtalık S.B ve Antalya Serbest Bölgesinde bu sıkıntı var. Onlarda da henüz bir tapusal düzenleme söz konusu değil. Bu yasal düzenlemeyi onlarda bekliyorlar.
“TAPU SORUNU BÜYÜMEYİ ENGELLİYOR”
SORU: Peki bu tapu sorunu beraberinde neyi getiriyor. Tercihlerde Mersin’i ikinci plana itti mi?
E.MUM: Tahsisler ve yatırımlar zaten yapılmıştı. Daha sonra yapılan görüşmelerde biliyorsunuz ilk yapılan serbest bölgeler arazisi hazineye ait serbest bölgelerdi ve buralarda binalara tahsis yapılmaktadır. Sistem “Yap, işle Devlet Sistemi”dir. Ruhsat alan firma yapısını, inşaat bittikten sonra binasını devlete vermeyi kabul etmektedir. Dolayısıyla bu kapsamda faaliyetler başlamıştır. Fakat gelişen süreç içerisinde firmanın serbest bölgelerdeki faaliyetinin devamının sağlanması amacıyla o zaman Milli Emlak Kanunu’nda düzenleme yapıldı ve bu düzenlemeyle arazisi haziran ayı serbest bölgelerin üst yapı kullanacağına satış hakkı kullanacağı bir düzenleme yapıldı. Dolayısıyla tapu alma hakkında firmaların devamlılığın sağlanması da önemliydi. Ancak kadastro düzenlemesi sonrasında buranın tescil edilip, daha sonra üst yapı kullanıcılarının satış işlemine gerçekleştirilmesi gerekiyordu.
Ama kıyı kenar çizgisinin geçtiği alanlar da bu mümkün olmadı. Firmanın elinde tapu olmayınca bunu ipotek gösterip bankadan kredi alma şansıda olmuyor. Dolayısıyla faaliyetleri engelleyici bir hali oluyor.
TAPU SORUNU ÇÖZÜLÜRSE YATIRIMLAR ARTAR
SORU: Tapu sorununun çözülmesi yatırımlara ve büyümeye yansıyacak mıdır?
E.MUM: Firmaların faaliyetlerini geliştirme açısından bence etkisi olacaktır çünkü firmalar tapuya sahip olduktan sonra, tabi buradaki yapılarının süresini daha uzun düşünerek kredi kullanarak faaliyetlerini gelişimini sağlayacak, belki de yatırımlarını nitelikleştirerek hem üretime hem de ticarete olan katkılarını artıracaklardır. Tabi bu istihdama da yansıyacaktır ve çok güzel bir gelişim olacaktır.
YENİ GENİŞLEME ALANINA TALEP ÇOK
SORU: Serbest bölgenin bir diğer sorunlarından biri de genişleme alanı çalışmaları. 1987’den bugüne halen serbest bölgenin genişletilmesini konuşuyoruz. Bununla ilgili son durum nedir?
E.MUM: 2000 yılında Serbest Bölge alanının tamamının tahsis edilmesinden sonra yer arayışı başlamıştı. Serbest Bölge’nin batısında yer alan 10 dönümlük arazi tahsis edildi. Sonrasında 50 dönümlük bir arazi tahsis edildi. Bize en büyük katkıyı sağlayacak 334 dönümlük bir arazi vardı. Bu konuda görüşmelere başladık. İlk görüşmelerde olumlu sonuç çıktı fakat sonraki süreçte bu fikirden vazgeçildi. Son çıkan KHK ile Serbest Bölgelerin ihtiyacı olan arazilerin acele kamulaştırmasına dair bir kanun çıktı. Bu arazinin Serbest Bölgeye katılması ile birlikte yıllık 1 milyar dolarlık işlem hacmi yine 2 bin kişilik istihdam ortaya çıkacak. Burada sanayi yatırımlarında bulunmak isteyen firmalar yer alacaktır. Avrupa ülkelerinden bu bölge ile ilgili talep var.
KORİDORDA MEVZUAT SIKINITISI SÜRÜYOR!
SORU: Bir de koridor sorunu var. Bu koridor nedir, sorun nasıl çözülecek?
E.MUM: Mersin Serbest Bölgesi’nin kuruluş amaçlarından biri de Mersin Limanı’nın varlığıdır. Dönem içersinde bölge faaliyete geçtikten sonra özellikle konteynırla gelen malların transferini kolaylaştırmak adına Mersin Limanı ile Serbest Bölge arasında koridor dediğimiz ortak bir kapı açıldı. Bu kapıyla birlikte Mersin Limanı’na gelen mallar daha kolay bir şekilde Serbest Bölge’ye aktarılıyor. Ancak bu koridor Türkiye’de başka hiçbir serbest bölge veya ticaret alanında olmadığı için mevzuat orunlarına neden oldu. Yeni düzenlemeler ile koridorun aktif çalışması bir süre mümkün olmadı. Ancak şuanda yeni düzenlemeler ile eski haline getirilmeye çalışıyor.
“YASAL DÜZENLEME VAR, UYGULAMA YOK”
SORU: Mersin Serbest Bölgesi’ni ilgilendiren mevzuatlarda istenilen düzeyde değiliz. Bu konuda çıkmasını beklediğiniz kanunlar, yönetmelikler için ne diyeceksiniz?
E.MUM: Şubat ayında çıkan yasa içerisinde bazı hükümler düzenlendi. Fakat alt uygulamalara dair diğer Bakanlık birimleriyle sıkıntılar var. Temas ettiğimiz iki birim var, biri Gümrük ve Ticaret, diğeri Maliye. Her iki bakanlığında kendi içinde yapacağı mevzuatlarla bu sorunlar bir nebze de olsa çözülür. Yine aynı şekilde geçtiğimiz Kasım ayında düzenlemeler yapıldı. Dünyadaki Serbest Bölge sayısı arttı, rekabet arttı. Uluslararası ticaret yapan firmalar kendilerine en uygun noktaları arıyorlar ve bunu ararken de en önemli teşvikleri olan, avantajlı yerleri tercih ediyorlar.
25:53 Şuanda gelinen noktadaki mevzuat düzenlemeleri esasında artık bizi ön plana getirdi. Buna bağlı olarak yan düzenlemeler diyebileceğimiz bazı düzenlemeler var ama şuanda esasında üretim faaliyeti için bir engelimiz kalmadı. Bugün Mersin Serbest Bölgesi arazide genişlediği durumda üretim faaliyetleri anlamında uluslararası rekabette şuanda bir farkımız yok. Bunu tamamen sağlayabiliriz. Ticarette de bu var. ticarette bazı düzenlemeler bahsetmiş olduğum düzenlemelerde getirildi. Bunlarda bir açılım getirdi aslında bizim için.
“LİMANDAKİ HİZMET KALİTESİ BİZİ DOĞRUDAN ETKİLİYOR”
SORU: Mersin Serbest Bölgesi’nin en önemli paydaşı Mersin Limanı… Limandaki yatırımlar bölge kullanıcılarını doğrudan ilgilendiriyor. Yatırımlar gecikti eleştiriler var, siz limandaki bu yatırımları nasıl görüyorsunuz ya da yeni konteynır limanı artık faaliyete girmeli midir?
E.MUM: Mersin Limanı özelleştikten sonra elleçleme hızlandı, kapasite arttı. Bunu inkar edemeyiz. Hizmetlerde artma oldu. Hizmetlerde ki iyileştirmeler bize de yansıyor. Bölgeye gelen yatırımcılar öncelikli olarak ‘malımı nasıl gönderebilirim ya da getirebilirim?’ sorusuna yanıt istiyor.
Son yıllarda taşımacılığın büyük bölümü artık deniz yoluyla yapılıyor. Bu anlamda Mersin Limanı bizim için hayati öneme sahip. Serbest Bölge’nin kendi rıhtımları doğrudan gelen gemilerin yükleme boşaltma yapmalarına olanak sağlasa da, konteynır gemileri Mersin Limanı’na yanaşıyor. Dolayısıyla burada yapılan yükleme-boşaltma hızı, kalitesi bizi doğrudan etkiliyor.
“KONTEYNER LİMANI BİR AN ÖNCE YAPILMALI”
Konteynır Limanı projesi ise yıllardır konuşuluyor. Bazı görüşler şuanda böyle bir kapasitenin gereksiz olduğu yönünde. Ancak uzun vadeli düşünmemiz gerekiyor. Yatırımlar çok çabuk başlamıyor. Konteynır limanı birden tam kapasite çalışacak değil zaten. Liman 3 aşamalı olarak yapılacak ve tam kapasite çalışması zaman alacak. İşte bu zaman da bizim gereken ticaret hacmini yakalamamızı sağlayacaktır. Yani konteyner limanı bir an önce yapılmalı.
TL’YE GEÇİŞ KAYBETTİRİR Mİ?
Soru: Serbest Bölgelerde TL kullanımına geçilmesi söz konusu, sizce bu durum ticareti nasıl etkiler? Kayıplara neden olur mu?
E.MUM: Şuana kadar Türkiye’den Serbest Bölgeye ticarette döviz almaksızın TL kullanımı söz konusuydu. Ama şuanda dövize olan ihtiyacın kaldırılması hedefleniyor. Bu amaçla düzenleme yapılıyor ama yasal bir zorunluluk olmayacak. Belki Türkiye bacağında buna bir düzenleme getirebilirler. Bölgede önerilen hizmet ücretlerinin de TL’ye dönüştürülmesi söz konusu. Biz tarifenin döviz olarak kalması ama firmanın ödemeyi ister döviz ister TL olarak yapabilmesi seçeneğini gündeme getirdik. Bu konuda önümüzdeki günlerde bir açıklama bekliyoruz.
KOMŞU AVANTAJIMIZ SÜRÜYOR
Soru: Son yıllarda gerek yurtiçinde gerekse de komşu ülkelerle yaşanan sıkıntılar iş dünyasını vurdu. Ticarette büyük bir çöküş var. Bundan sonraki yıllar için sizin öngörünüz nedir?
E.MUM: Mersin bu anlamda Türkiye’de ki en önemli şehirdir. Ortadoğu’da Irak-Suriye sorunu en çok Mersin’i etkilemektedir. Mersin bu ülkeler için bir geçiş noktasıdır, ülke olarak da komşu ülkelerle ticaretimiz son derece yoğundur. Dolayısıyla bu açıdan bakıldığında Suriye, Irak başta olmak üzere komşu ülkelerde yaşanan güvenlik boşlukları sebebiyle ticaret hacminde olumsuz gelişmeler oldu. Bu ülkelerde yaşanan olumsuzluklardan en çok sıkıntı çeken ise Mersin’dir. Ama bu ülkelerde işlerin olumlu gitmesi halinde en çok avantaj sağlayan şehir de Mersin olacaktır. Şuanda dahi Suriye’de ki birçok firma oradaki güvenlik problemi sebebiyle tesisini bizim buraya taşıdılar.
MESBAŞ ALTYAPI YATIRIMLARINA AĞIRLIK VERECEK
Soru: MESBAŞ’ın faaliyetlerine de değinelim… Yeni dönemde ne tür hizmetlere imza atacaksınız?
E.MUM: Şuanda genişleme alanının bölgeye dahil edilmesini bekliyoruz. Mevzuatta bazı iyileştirmelerin yapılması ile önümüz biraz daha açıldı biz de buna bağlı olarak özellikle altyapı yatırımlarına ağırlık vermeyi planlıyoruz.
Özellikle yolların yenilenmesine yönelik projelerimiz var. Mersin Serbest Bölgesi’ni en iyi seviyeye getirmek için elimizden geleni yapacağız.
Bugün Mersin Serbest Bölgesi yıllık ortalama 3.5 milyar dolarlık hacmiyle Türkiye’de faaliyet gösteren 18 serbest bölge içinden ikinci, sağladığı istihdam ile de 3’üncü konumdadır. Genişleme alanı ile hem ticaret hacmi hem istihdam kapasitemiz artacaktır. Biz de bu artan kapasitenin en verimli şekilde kullanımı için yatırımlarımızı sürdüreceğiz.