İlaçlamada denetim artmalı!


 

Bakanlığın biyosidal olarak tanımladığı ilaçlama sektöründe personel ve standartlara ilişkin yeni düzenlemeler bir dizi zorunluluğu beraberinde getirse de meslek mensupları denetimlerin arttırılmasını istiyor!

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 31 No’lu İşletme Destek Faaliyetleri Meslek Komitesi, biyosidal ürün uygulayıcılarının ve uygulama şirketlerinin sorunlarını masaya yatırıyor. İlk etapta sektör temsilcilerini bir araya getiren Komite Başkanı Ahmet Yılmaz, ikinci etapta çözümün paydaşı olabilecek yetkililerin de dahil olduğu daha geniş katılımlı bir toplantı ile sektörel sıkıntılara çözüm arayacak.

Konuya ilişkin değerlendirme yapan Ahmet Yılmaz, “Sektörümüzün isminden uygulamalarına kadar sürekli yenilik yapılıyor. En son Sağlık Bakanlığı tarafından değişen isimle artık ilaçlama sektörü yerine biyosidal ürün uygulayıcıları denilmeye başladı. Ayrıca 2005 yılındaki AB Uyum Yasaları çerçevesinde uygulayıcılar için başlatılan kriterler de geliştirilerek devam ediyor” dedi.

“DENETİMLER ARTTIRILMALI”

Biyosidal uygulayıcı şirketlerde aranan kriterlere de değinen Yılmaz, öncelikle personele getirilen standartları anlattı. Buna göre biyosidal uygulayıcı şirketlerin en az bir tane 4 yıllık ziraat mühendisi, kimyager, biyolog, veteriner ya da eczacılık fakültesi mezunu çalıştırmak zorunda olduğunu kaydeden Yılmaz, “Ayrıca personelin Sağlık Bakanlığı kurslarına gidip başarılı olup sertifika almaları gerekiyor. Aynı zamanda ürün uygulayıcılarının tamamında sertifika şartı aranıyor. Ancak uygulamada bu kurallara uyulması noktasında aksaklıklar yaşanabiliyor. Denetimler artırılmalı” diye konuştu.

Sektörün tehlikeli ve ağır iş sınıfında yer alması nedeniyle iş güvenliği uygulamalarının da oldukça ağır olduğuna dikkat çeken Yılmaz, “İşletmelerimizde mutlaka iş güvenliği uzmanı ile işyeri hekimi çalıştırmamız gerekiyor. Personelimizin yangın söndürme, ilkyardım eğitimi olması gerekiyor. Bu şartların uygulanması sektörde kaliteyi de artırıyor. Bu nedenle destekliyoruz ancak tüm firmalara aynı şartların uygulandığından emin olunması şartıyla” dedi.

“KULLANILAN İLAÇLAR, SAĞLIK AÇISINDAN ÖNEMLİ”

Biyosidal uygulamalarında kullanılan ilaçlara da değinen Ahmet Yılmaz, bu ilaçların tamamının ithal olduğunu anlattı. Sağlık Bakanlığı’nın Dünya Gıda ve Dünya Sağlık Örgütü’nün halk sağlığı alanlarında kullanımına izin verdiği insectisitlerin ithalatını onayladığını vurgulayan Yılmaz, “Ancak maalesef sektörümüzde kayıt dışı çalışan korsan firmalar, evlerin, konutların, hastanelerin, gıda tesislerinin haşere ilaçlamasında insan sağlığını tehlikeye atan tarım ilaçları kullanıyor. Bu durum bir taraftan insan sağlığını riske atarken diğer taraftan uygun maliyetleri nedeniyle rekabetçi yapıyı bozuyor” dedi.

Resmi yollarla çalışan firmaların uyması için yalnızca kullanılan ilaçlar değil, ilaçların ambalaj atıklarının dahi belli bir kriter çerçevesinde yok edilebildiğini kaydeden Yılmaz, kullandıkları ilaçların kaplarını Ulusal Atık Merkezi’ne göndermeleri gerektiğini bildirdi. Ayrıca TSE standartlarının oldukça ağırlaştığını da anlatan Yılmaz, standartlara uygun bir işyerinin açılabilmesi için en az beş odası bulunan ofis olması şartı geldiğini söyledi.

Mersin’de 2005 yılından bu yana 28 tane biyosidal uygulayıcı ve fumigasyon uygulayıcı firma bulunduğunu ifade eden Ahmet Yılmaz, “Bunların tamamı resmi ve izinli firmalar, kriterlere uygun çalışan firmalar. Ancak kentimizde internetten ya da ilgili rehberlerden bakıldığında 200 kadar firma bulunduğu görülüyor. Anlattığım gibi artık sektörümüzde firma açılması kriterleri oldukça ağır. Oysa kentimizde korsan firma sayısının çok yüksek olması rekabet açısından sıkıntı yaratıyor” diye konuştu.

Bu firmaların çok kötü şartlarda ancak çok uygun maliyetlerle uyulama yaptıklarını anlatan Yılmaz, haşere kontrol hizmeti almak isteyen kişilerin, hizmet aldıkları firmalarda mutlaka Sağlık İl Müdürlüğü Halk Sağlığı Şubesi’nden izinli olup olmadığını araştırması gerektiğini söyledi.

“İLAÇLATIRKEN İLAÇLANMAYIN”

Yanlış ilaçlamanın sağlık açısından ciddi riskler taşıdığını vurgulayan Ahmet Yılmaz şöyle konuştu: “Korsan çalışan firmalar daha önce de belirttiğim gibi büyük ölçüde tarım ilacı kullanıyor. Bizim kullandığımız ilacın 5 litresi 835 TL iken tarım ilacının 5 litresi 75 TL. Bu rakam dahi rekabette sağladıkları avantajı net olarak gösteriyor. Sağlık açısından bakıldığında da ciddi sıkıntılar var. Tarım ilaçları tarlada kullanıldığında dahi 21 gün ilaç atılan yere keçi ve koyunların girmesi yasaklanıyor. Rüzgardan, yağmur ve güneşten etkilenmesine rağmen ürünü bu sürede toplamıyorsunuz. Oysa ev, hastane, işyeri gibi kapalı bir mekanda aynı ilaç kullanılıyor. Oluşturduğu kanserojen etki sanırım daha iyi anlaşılabilir. Ülkemizde kanser vakalarının artışındaki önemli etkenler arasında tarım ilaçları ve kalıntıları gösterilirken bu ilaçların konut ilaçlamasında kullanılmasının olumsuz etkilerini tahmin etmek zor olmasa gerek. Her zaman söylediğimiz gibi ilaçlatırken ilaçlanmayın. Bizler şartlara uygun ilaçları kullanırken kullandığımız ilacın kutusunun imhasında dahi gerekli prosedürleri yerine getirirken tarım ilacı kullananların atıklarının nereye gittiği belli değil. Bu atıklar kontrolsüz şekilde çöplere ve kanallara atılıyor ve çevreyi kirletiyor. Belediyeler, Tarım İl Müdürlüğü, Çevre İl Müdürlüğü ve Sağlık İl Müdürlüğü denetimlerini artırmalı.”

“İLAÇLAMADA NET PERİYOTLAR BELİRLENMELİ”

Biyosidal uygulamaların periyodu konusunda da değişik yaklaşımlar olduğuna değinen Ahmet Yılmaz, bunun da zaman zaman sıkıntılara neden olduğunu hatırlatarak net bir kriter getirilmesi gerektiğini söyledi. Gıda üretim ve satışı yapan yerlerin periyodik olarak haşere kontrolü yapması gerektiğini bildiren Yılmaz, “Bakanlığın metninde gıda üretim ve satışı yapılan yerlerin periyodik haşere kontrolü yapması gerektiği söylense de tarih belirtilmiyor. Böyle olunca firmalar şartları yerine getirmek adına yılda ya da 6 ayda bir haşere kontrolüne gidiyor. Oysa Akdeniz Bölgesi sahil kesimi, sıcak ve nemli olunca haşere popülasyonu artıyor. Her ay düzenli mücadele şart. Bu nedenle bakanlığın net bir tarih aralığı vermesi önemli” değerlendirmesini yaptı.

Komite olarak bir araya gelip sektör sorunlarını masaya yatırdıklarını açıklayan Yılmaz, Mayıs ayında da Tarım İl Müdürlüğü ve Sağlık İl Müdürlüğü yetkileriyle de bir araya gelerek geniş kapsamlı bir toplantı yaparak sorunlarını anlatmak istediklerini bildirdi.

“GÜVENLİK ŞİRKETLERİNİN SORUNLARI ÜZERİNE ÇALIŞIYORUZ”

Komite olarak bünyelerinde temizlik, güvenlik, danışmanlık firmaları ile mali müşavirler gibi farklı meslek dalları bulunduğuna da değinen Ahmet Yılmaz, bu meslek dalları için alt komiteler oluşturduklarını bildirdi. Özellikle özel güvenlik sektörüne yönelik sektörel sorunların tespiti adına çalışma yürüttüklerini kaydeden Yılmaz, “Bu sektörde öncelik verdiğimiz konu ise KDV mükellefi olmayan dernekler, siteler eğitim kurumları gibi tesislere özel güvenlik görevlisi çalıştırmaları durumunda uygulanan yüzde 18’lik KDV’nin kaldırılması. Bunun sağlanması halinde Mersin’de en az 300 ek istihdam sağlanacağına inanıyoruz” dedi. (bülten)


   

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!


  HABERCİ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  HABERCİ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 




  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER
 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinhaberci.com © Copyright 2016-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA