Mehmet Nabi Batuk

Mersin 7 Renk LGBT tarafından düzenlenen 3. Mersin Onur Haftası etkinliklerine yönelik saldırılara Mersin Emek ve Demokrasi Platformu’ndan tepki geldi.

Mersin Tabip Odası’nda konuyla ilgili bir basın açıklaması yapan platform bileşenleri, farklıların korunmasına vurgu yaparak, saldırıları kınadı.

Açıklamaya CHP Mersin Milletvekili Prof. Dr. Aytuğ Atıcı da destek verdi.

“FARKLILIKLARIMIZ ZENGİNLİĞİMİZDİR”

Platform adına açıklama metnini okuyan Tabip Odası Başkanı. Dr. Ful Uğurhan, 3. Mersin Onur Haftası etkinlikleri çerçevesinde 5-11 Haziran 2017 tarihleri arasında yapılması planlanan etkinliklerin, bazı gazete ve sivil toplum örgütleri tarafından, aslında siyasi erkin bu alana dönük siyaseti ve yaklaşımına paralel olarak, insanların dini inançlarına ve değer yargılarına ters düşeceği bahanesiyle engellenmeye çalışıldığını söyledi. Düzenleyiciler ve destek veren kurumların hedef gösterildiğini söyleyen Uğurhan, “Etkinliklerin yapılacağı otelden ‘başlangıçta profesyonel bakış açısıyla rezervasyonların yapıldığı, sonrasında yüce halktan ve sivil toplum örgütlerinden gelen tepkiler nedeniyle an itibariyle iptal edildiği’ yönünde açıklama yapılmış ve milletimizin görüşlerinin önemi vurgulanmıştır.

Oysa hoşgörünün, birlikte yaşamanın, farklılıkları özümsemenin kendisine kattığı zenginliğin farkında olan Mersin halkı adına karar verme yetkisini nerden bulduğunu bilemediğimiz, milleti sadece kendinden ibaret sayan bu kişilerin, ticari kaygıyla alelacele rezervasyonları iptal eden otel yöneticilerinin bilmesi gereken şudur ki: İnsanların, doğanın, geleceğe dair umutların hunharca katledildiği bu zamanda, Dünyayı iyilik, güzellik kurtaracak ve bir insanı sevmekle başlayacak her şey.

Bu açıklamaları yapanlar farklı olana, kendine benzemeyene tahammül edemiyor, nefret duygularını baskılayamıyor olabilir. Bu gerçekten insanı yıpratan bir durumdur. Buradan onlara yardım elimizi uzatıyor ve diyoruz ki: Gelin, tam da bu şehrin çehresine en uygun temayla çıkılan yolda birlikte yürüyelim, ilk adımı, muhteşem renklerden oluşmuş ‘mozaik’imizi oluştururken atalım” dedi.

“İNSANLIK ONURUNU KURTARALIM”

Açıklamasına; bir takım çıkarlar uğruna, kendi değer yargılarını, evrensel hukuk, evrensel tıp etiği, evrensel insan hakları kurallarının önüne koymak yerine; dil, din, mezhep, ırk, cinsiyet, cinsel yönelim gibi her türlü ayrımcılığa karşı olarak insanlık onurunu kurtarma çağrısı da yapan Uğurhan, “Bu amaçla, Mersin'deki emek ve demokrasi güçleri olarak, LGBTİ'ye yapılan saldırıların sadece LGBTİ bireylerine değil demokrasi, eşitlik ve özgürlük mücadelesi veren tüm hak savunucularına karşı yapıldığını düşünüyor, bundan sonra da her türlü ayrımcılık, ötekileştirici ve dışlanma politikalarına karşı birlikte omuz omuza mücadele edeceğimizi kamuoyuyla bir kez daha paylaşıyoruz” dedi.

“BU HANGİ İNANCA, TOPLUMSAL DEĞERE SIĞAR?”

Daha sonra konuyla ilgili bir açıklama yapan Milletvekili Prof. Dr. Aytuğ Atıcı da, “Ülkemizde kendini ırk, inanç, cinsel yönelim açısından, nasıl tanımlar ise tanımlasınlar her bir bireye sadece insan olduğu için saygı duyduğumuzu ve haklarını korumakla görevli olduğumuzu söylemek için buradayız. Mersin’de yapılmakta olan bu etkinliklerin bir şekilde engellendiğini üzüntüyle öğrenmiş bulunuyoruz. Bu engellemeleri yapan zihniyetin arkasına sığındığı gerekçe; toplumsal değer yargıları ve inanç. Ancak ben şimdi size soruyorum; bazı vakıflarda çocuklara tecavüz edilirken bu zihniyet neredeydi? Arkasına sığındıkları inanç ve toplumsal değer yargıları, çocuklara tecavüz edilirken hiç rahatsız olmadı mı? Bu çocuklara tecavüzler o değer yargılarına uygun muydu? Veya Sivas’ta Madımak’ta insanlar diri diri yakılırken bu toplumsal değer yargılarının arkasına sığınan insanlar; acaba oradaki vahşeti nasıl yorumladılar. Bu vahşetleri, çocuk tecavüzlerini, diri diri insan yakmalar veya toplumsal kutuplaştırmalar örtbas etmek, hatta onları hakları çıkarmaya çalışmak, bir süre sonra bunları yapanları ödüllendirmek acaba hangi inanca, toplumsal değer yargısına sığar? Ben böyle bir inanca , toplumsal değer yargısına sahip değilim. Bu zihniyetteki insanlar kendilerini LGBT çerçevesinde tanımlayan bireylere karşı savaş açmış durumdalar. Toplumsal kutuplaştırmadan bugüne kadar hiç yarar gelmemiştir. Sen Alevisin, sen Sünnisin, Sen Arapsın, Sen Kürtsün, Sen Lazsın, sen LGBT’lisin ve benzeri ayrımlar, kutuplaştırmalar bizim Türkiye’de bir arada yaşama arzumuzu yok etmeye devam ediyor. Biz Türkiye’de bir arada yaşamak istiyoruz. Biz Türkiye’de onurlu bir şekilde, herkesin eşit hak ve özgürlüklere sahip olduğu, demokratik bir cumhuriyet ortamında el ele yaşamak istiyoruz. Elbetteki toplumumuzun değer yargıları vardır. Elbetteki toplumumuzda farklı inançlara sahip insanların, inançları gereği bazı uygulamaları vardır. Buna da saygı duyacağız. Her birey birbirine saygı duyar ise zaten bu iş kökünden çözülmüş olur. Bu nedenle biz kendini nasıl tanımlar ise tanımlasın her onurlu bireyin elini tutarak, birlikte yaşama arzumuzu buradan bir kez daha haykırıyoruz” diye konuştu.

“KORKMADIK KOKMAYACAĞIZ, YILMADIK YILMAYACAĞIZ”

Son olarak söz alan Mersin 7 Renk LGBT Derneği Başkanı Yağmur Arıcan ise tüm baskılara ve engellemelere rağmen etkinliklerin tüm hızıyla devam ettiğini söyleyerek. “Programımızda hiçbir değişiklik yok sadece etkinliklerin yapılacağı yeri değiştirmiş olduk. Bu da etkinliğimizi yapmamıza engel olmadı. Tabip Odası, Eğitim-Sen gibi güçlü yoldaşlarımız salonlarını tahsis ettiler ve sorunu çözdük. Biz şimdi etkinliklerimizi yapıyoruz. Korkmadık kokmayacağız, yılmadık yılmayacağız” dedi.