Mersin Barosu Başkanı Ali Er, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde yaptıkları girişimler sonucu, adliye içinde Baro’ya ait yeni oda ve hizmet birimleri kazandırdıklarını, avukatların, hizmete artık daha kolay ve hızlı ulaşabildiklerini ifade etti.
Hizmet odaklı bir baro hedefiyle yola çıktıklarını söyleyen ve “Güçlü bir baro idealimizi gerçekleştiriyoruz” diyen Ali Er, Baro merkezine, ‘Avukat Hakları Merkezi’, ‘Uzlaşma Merkezi’ ve ‘Basın, Bilişim ve Sosyal Medya’ olmak üzere 3 yeni oda kazandırıp avukatların hizmetine sunmakla övündü.
KUTSAL MESLEK…
Avukatlara yönelik hak ihlallerinin sıkça yaşandığını da kaydeden Er, “Mesleğimiz kutsal bir meslek. Savunduğumuz insanlar arasında sorunlu olanlar da var. Mesleğimizi yaparken bazı zorluklarla karşılaşıyoruz. Zaten, karşılaştığımız bu zorlukları ve yaşadığımız sıkıntıları gidermek, kendimizi savunmak, ‘Avukat Hakları Merkezi’nin amacı” diye konuştu. Ancak Er’in bu demeci, kafalarda soru işaretleri yarattı. Zira baroya fiziki mekânlar kazandırmakla övünen Baro Başkanı Er, bugüne dek birçok olumsuz eleştiri ve olayla kamuoyu gündemine geldi.
BARO, ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNE SESSİZ KALDI
Nitekim Mersin Barosu'nun 10 Ekim’de gerçekleştirilen Genel Kurulu'nda başkanlığa gelen Ali Er ve yönetimi; siyasal, sosyal ve toplumsal olaylara, kadınlara ve çocuklara yönelik şiddet ve taciz olayları gibi konulara sessiz ve uzak kalmakla eleştiriliyor. Zira Baroya kayıtlı avukatlar, 16 Nisan 2017’de referanduma götürülen Anayasa değişikliğine karşı Baro yönetiminin sessiz kalmasına tepkilerini dile getirmişti. “Baroların, toplumun gerçek anlamda hukuk, demokrasi sorunlarının çözümüne katkıda bulunan; hak arama özgürlüğünü savunan, birey hakkını savunan meslek örgütü” olduğunun altını çizen avukatlar, tarihi boyunca ‘öncü barolar’ içerisinde yer alan Mersin Barosu’nun, bu imajının Ali Er döneminde sarsıldığını ifade etmişti. Mersin Barosu Başkanı Ali Er ise, daha sonra yaptığı bir konuşmasında, 16 Nisan Referandumu konusunda Baronun bir fikri olmadığını söylemişti. Er, “Anayasa değişiklikleriyle ilgili tüm üyelerimizi kapsayıcı bir 'evet' ya da 'hayır' açıklamasının, Baromuzun düşünsel yapısını yansıtmayacağını, farklı görüşteki avukat arkadaşlarımızı kapsamayacağını, bu konuda tavır göstermenin Baromuzu siyasi taraflara iteceğini ve bunun da tüm meslektaşlarımıza zarar vereceğini düşünmekteyiz" ifadesini kullanmıştı.
CUMHURİYET GAZETESİ AVUKATLARININ TUTUKLANMASINA SESSİZ KALMIŞTI
Baroların, kamu hizmeti veren bir kamu kuruluşu olduğunu ve toplumsal olaylarda söz söylemesi gerektiğini vurgulayan Mersin barosuna kayıtlı Avukatlar, Ali Er ve yönetimini özellikle toplumsal ve siyasal sorunlara tepkisiz kalmakla suçlamıştı. Nitekim Baro Yönetimi, kentte bir grup avukatın, Cumhuriyet Gazetesi avukatları; Bülent Utku, Akın Atalay ve Mustafa Kemal Güngör’ün özgürlüğü için başlattığı ‘Demokrasi Nöbeti’ne de destek vermemişti.
KADIN AVUKATI KÜRSÜDEN İTMİŞTİ
Baro Başkanı Ali Er, aynı demecinde, kadın ve çocuklara yönelik hak ihlallerinde de müdahil olacaklarını söyleyerek, Kadın ve Çocuk Hakları merkezleri sayesinde, ilk kez Mersin genelindeki bütün adliyelerde hak ihlali veya istismara uğramış çocuk ve kadınlara yönelik tarama yaptıklarını belirtiyor.
Oysa Baro yönetiminin, kadınlara ve çocuklara yönelik her türlü hak ihlali, şiddet ve istismarı adına bugüne dek açıklama veya değerlendirmelerinin yetersiz kaldığı kent kamuoyunca biliniyor.
Ali Er, son olarak geçen Mart ayında yaşanan olayda, bir kadın avukatı konuşması esnasında kürsüden itmesiyle gündeme gelmişti. Mersin Barosu Kadın Hakları Merkezi'nin ‘Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ nedeniyle düzenlediği basın açıklaması sırasında Baro Başkanı Er, Mersin Barosu Kadın Hakları Merkezi üyesi Şilan Türk'ü, konuşma yaptığı sırada kürsüden koluyla iterek müdahale etmişti. Açıklamayı takip eden basın mensuplarının gözleri önünde gerçekleşen bu olay kameralara da yansımış, skandal sonrası hukuk camiası ve kent kamuoyundan Baro Başkanı Ali Er’e tepkiler yükselmişti.