HEDİYE EROĞLU

Kamuoyunda “proje okulları” olarak bilinen 30’dan fazla okulda görev yapan 20 binden fazla öğretmenin, “norm kadro” gerekçesiyle 8 Nisan’da görev yerleri değiştirildi.

Bunun üzerine öğretmenler, öğrenciler, veliler, siyasetçiler bu yaşananlara tepki gösterdi. Türkiye’de pek çok okulda derslere girilmedi, yürüyüşler düzenlendi, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) önünde açıklamalar yapıldı.

‘NİTELİKLİ EĞİTİME LİYAKATLİ ÖĞRETMEN İÇİN, ÇOCUKLARIMIZIN ÜSTÜN YARARI İÇİN OKULUMA, ÖĞRETMENİME DOKUNMA’

Son olarak Veli – Der Mersin İl temsilciliği, Yenişehir İlçe Milli Eğitim önünde ‘nitelikli eğitime liyakatli öğretmen için, çocuklarımızın üstün yararı için okuluma, öğretmenime dokunma’ eylemi yaptı.

Basın açıklamasını okuyan İl Temsilcisi İlhan Topaloğlu, proje okullarında 6 bini aşkın nitelikli ve deneyimli öğretmenin hak ettikleri halde 'Bakanlık takdiri' sonucunda kendi okullarına atanamaması sonucu büyük bir kaos oluştuğunu aktardı.

“Bakanlığın, tepkileri azaltmak için kullandığı ve bazı öğretmenlerin '40 yıldır aynı okulda çalıştığı' iddiası çarpıtılmış bir ifadedir” diyen Topaloğlu, “Bu söylemle bakanlık, proje okullarında yaşanan keyfi öğretmen tasfiyelerinin üzerini örtmeyi amaçlamaktadır.

“ÖĞRETMENLERİ NEYE GÖRE KADR DIŞI BIRAKTINIZ?”

Sayın Bakan, Siz bu kadro dışı bıraktığınız öğretmenleri neye göre bıraktınız? Kadro olarak yerleştirdiğiniz öğretmenleri neye göre yerleştirdiniz?

Bakanlık; herhangi bir kriter ilanı yapmadan, kıdem, hizmet puanı ya da mesleki yeterlilik gibi objektif göstergelere bakmadan, istediği öğretmeni proje okullarına atamak sureti ile eğitimde adalet ve hakkaniyet duygusunu ciddi anlamda zedelemekte; emek, birikim ve mesleki yetkinliğini yok saymaktadır. Bu uygulamalar, kamu yönetimi ilkelerine, hukuka ve kamu yararına açıkça aykırıdır

“UYGULAMA LİYAKAT TEMELLİ BİR KAMU YÖNETİMİ ANLAYIŞIYLA BAĞDAŞMAMAKTA”

Mülakat gibi denetime kapalı uygulamalar, yandaş sendikalara mensup olanlara sağlanan ayrıcalıklar ve hakkaniyetsizlik, öğretmen atamalarını ve eğitim yöneticiliği görevlendirmelerini proje okullarına yönelik açık bir siyasi kadrolaşma aracına dönüştürmüştür.

Bakanlığın kendi takdiriyle, sendikal, siyasal ya da kişisel nedenlerle öğretmenlerin görev yerlerinin değiştirilmesi, demokratik ve liyakat temelli bir kamu yönetimi anlayışıyla bağdaşmamaktadır.

Proje okullarında çalışan ve MEB tarafından yeniden atamaları yapılmayan öğretmenlerin büyük çoğunluğu yıllarını eğitime adamış, binlerce öğrencinin hayatına olumlu anlamda dokunmuş, deneyimli ve birikimli eğitimcilerdir” dedi.

“KURUM KÜLTÜRÜ KÖKTEN SARSILIYOR”

Eğitimde öğretmen seçimi, atanması ve yer değiştirmesinin objektif, şeffaf ve liyakat esaslı olması gerektiğini vurgulayan İlhan Topaloğlu, “Bugün olduğu gibi tamamen keyfi ve siyasi müdahalelerle yapılmamalıdır. Proje okullarında siyasal amaçlarla gerçekleştirilen tasfiyeye karşı çıkıyor, öğretmenlerimizin ve onlara sahip çıkan öğrencilerin yanında olmayı sürdüreceğimizin bilinmesini istiyoruz.

Bir okulu başarıya taşıyan, okul kültürüdür. Bu kültürü oluşturan ve yerleştiren de eğitim öğretim kadrosudur. Bir kadronun 1/3’ü değişirse kurum kültürü kökten sarsılır. Kuruma dair yazılı olmayan gelenekler özgünlükler yok olur. Son yapılan proje okul öğretmen yer değiştirmeleri de tam olarak budur.

“UYGULAMA ÖĞRETMENİN MOTİVASYONUNU MORALİNİ YOK EDECEK”

Üstelik öğretim yılı sonu beklenmeden yer değişikliğinin açıklanması öğretmenin verimini tamamen yok edecek, önümüzdeki iki ay sınava hazırlanan öğrencilerimiz için verimsiz geçecektir. Tam da YKS sınavına hazırlanılan şu süreçte öğretmenin yer değişikliği öğretmenin motivasyonunu moralini yok edecektir. Yönetim bunu bile hesap etmekten yoksundur.

Buradan Milli Eğitim Bakanlığına sesleniyoruz. Okullarımız, keyfi atamalar yapılabilecek yerler olmamalıdır. Proje okul yönetmeliği baştan sona yanlışlarla dolu bir düzenlemedir. Çocuklarımızın hak ettikleri nitelikli eğitime ulaşmaları, okulların adının yanına ‘nitelikli’ sözcüğü getirilerek olmaz. Bakanlığımız, objektif kriterlere dayalı olmayan bu keyfi atamaları bir an önce iptal etmeli ve şeffaf bir atama sistemiyle liyakat gözeterek yeniden yapmalıdır.

“ÖĞRETMEN VE YÖNETİCİ ATAMALARINI SİYASAL VE SENDİKAL YAKINLIK ZEMİNİNE İNDİRGENDİ”

Atama yetkilerinin tamamen bakanlık onayına bağlandığı mevcut sistem, liyakati tamamen ortadan kaldırmış; öğretmen ve yönetici atamalarını siyasal ve sendikal yakınlık zeminine indirgemiştir.

Öğretmen atamaları ve görev uzatma kriterleri liyakata dayalı şeffaf, denetlenebilir olmalı, mesleki deneyim, hizmet puanı gibi kriterler esas alınmalıdır.

Veli- Der olarak bu adaletsizliğe karşı hukuki süreci sonuna kadar sürdüreceğimiz bilinmelidir.

Veli Der haksızlığa, hukuksuzluğa dikkat çekmek için burada bu eylemi gerçekleştiriyor.

Bu uygulamadan vazgeçilmediği sürece ne veliler susacak ne öğrenciler susacak. Toplumu susturamayacaksınız.

Veli- Der olarak bizim isteğimiz: çocuklarımızın geleceği ve üstün yararı, öğretmenlerin liyakate dayalı şekilde görevlendirilmesi ve eğitimde çocuğun üstün yararının dikkate alınmasıdır. Eğitimde eşitlik, adalet, liyakat… Gün gelecek, devran dönecek, eğitimde liyakat geri dönecek. Yaşasın öğrencilerimizin üstün yararı, yaşasın Veli- Der” diye konuştu.