Moda deyimle son yılların en sıcak günlerini yaşıyoruz.
Bu aralar şehrimizde dolaşmayı bırakın gölgede oturmak bile zor.
Herkes, bezgin, bunalmış ve de sinirli.
Buna bir de trafik çilesi, bitmeyen inşaatların tıkadığı yolları, gürültü ve çevre kirliliğini, pislik ve sıcaktan kokan çöp konteynerlerini ekleyin.
Yetmezse başta Büyükşehir olmak üzere yerel yönetimlerin gereksiz ve abuk sabuk yol-kaldırım çalışmalarını koyun.
Yarım yamalak yapılan işler diyeceğim diyemiyorum.
Yapılmayan işler yüzünden şehre girişiniz dert, çıkışınız dert.
Ne yaylalara çıkabilirsiniz kolayca, ne denize inebilirsiniz sorunsuzca.
Alacağınız zevk burnunuzdan gelir.
Hadi bu Mersin’de yaşayın bakalım.
Mersin hiç bu kadar “yaşanmaz” bir şehir haline gelmemişti.
Daha doğrusu getirilmemişti.
İş bilmez, öngörüsüz ve sorumsuz insanların eline bırakırsanız yaşadığınız yeri bu hale gelirsiniz elbet.
Mersinli olarak ne ekti isek onu biçiyoruz aslında.
Müstehakımızı bulmuşuz sanki.
Sevdiğim Laflar:
“AKLA GELMEYEN BAŞA GELİR..”