Hayatımızı tek başımıza yaşayamayız öncelikle bir ailemiz, seçtiğimiz dostlarımız, eşimiz -sevgilimiz ve değer verdiğimiz insanlarla kendimizi daire içine alırız.
Bu insanlar yaşamımızın mihenk taşlarıdır.
Onlara dair rutin alışkanlıklarımız vardır.
Herkesin yeri birbirinden farklı oldukçada özeldir.Bu farklı misyonlar yüklediğimiz insanlardan birini kaybettiğimizde o rutin düzen bozulur, sevdiğimiz görmekten mutluluk duyduğumuz o insanı bir daha göremeyecek olmamız pekte kabullenilebilir bir süreç değildir.
Kaybımızla birlikte zorlu bir sürece gireriz.
Kontrolümüz dışında gelişen bu durum kişinin yaşanan kayıp sonrası yas sürecine girmesine sebep olur.
Yas geri döndürülemeyecek bir kaybın ardından sergilenen doğru bir tutumdur.
Yas süreci beş aşamadan oluşmaktadır; inkar, öfke, pazarlık, depresyon ve kabullenme...
İnkar anında kişi ölüm haberini almıştır ve 'hayır o ölmedi' yada 'hayır bu doğru değil' diyerek durumun gerçekliğini reddeder.
Öfke aşamasında ise durum yavaş yavaş kabullenilmeye başlanmıştır ve bu evrede en çok sorulan soru 'neden ben?’ sorusudur.
Üçüncü evredeyse kişi pazarlık aşamasındadır 'bu acı geçsin yoksa canımı alın’ gibi cümleler kurar.
Dördüncü evrede depresyon görülmektedir artık kaybı olan kişi gerçeği anlamıştır.
Kişide bu durum derinden bir etki bırakır.
İşe gitmek istemeyebilir öz bakımını yeterli seviyede yapmayabilir yani bu süreçte depresyon belirtileri kendini göstermektedir.
Son evrede ise kişi artık durumu kabullenmiştir ve gündelik yaşantısına geri dönmüştür.Yas süreci için kesin ve net bir süre aralığı verilememektedir.
Yinede çok uzun süren yas süreçlerine dikkat!
Kişi ölünün ardından hala onun için masaya tabak koyuyorsa, çamaşırlarını yıkıyorsa yada buna benzer davranışlar gösteriyorsa depresif ruh halinden bir türlü sıyrılamıyorsa ve patolojik belirtiler gösteriyorsa mutlaka psikiyatrik destek almalıdır.
Yas sürecinde birey nasıl bir tutum izlemelidir?
Kaybı yaşayan kişi duygularına hükmetmeye çalışmamalı nasıl hissediyorsa onu yaşamalıdır.
Duygular bastırılmamalıdır.
Kişi yakınlarıyla duygu alışverişi yapmalı destek almalıdır.
Yalnız kalmak isteyebilir fakat uzun süre yalnız kalmamalıdır.
Gündelik hayata dönmek için adımlar atmalı ölümü kabullenmelidir.
Ölüm hayatın en acı gerçeğidir.
Hayat akışı bizi bu sularda birden çok defa yüzdürecektir.
Umarım atacağımız kulaçlar bizi karaya çıkarır ve biraz soluklandıktan sonrada yolumuza devam edecek gücü kendimizde buluruz.
Sevdiklerinizle mutlu ve uzun yıllar dilerim...