2016 Nobel Edebiyat Ödülü Bob Dylan’a verilmişti. Bununla birlikte “şarkı sözleri edebiyat mıdır?” tartışması uzun bir süre devam etmiş, sanatçının ödülünü almasıyla hızını kesmişti.
Bu durum biz de olsa tartışılmayacak kesinlikte evet diyebiliriz. Çünkü üç ana başlıkta toplayabileceğimiz sözlü edebi geleneğimiz (koşuk, destan, ağıt), halen Kars gibi Doğu şehirlerimizin toplumsal hayatında yer edinmekte. Kars demişken Amerikan Halk Müziği’nin en önemli isimlerinden Dylan’ın kökeni Kağızman’a kadar uzanır. Kim bilir ozanlığının da kökleri burasıdır.
Bu yılın Nobel Edebiyat Ödülü ise İngiliz romancı Kazuo Ishigiro’ya verildi. Japon asıllı yazarın Türkçe’ye çevrilmiş pek çok kitabı var. Çocuklarımın konservatuvar öğrencisi olması nedeniyle onlara, müzik ve müzisyenleri anlatan romanlar almaya özen gösteririm. Yazarla tanışmam bu vesileyle olmuştu. Noktrünler (öykü) ve Avunamayanlar (roman) bunlara iki örnek. Beni Asla Bırakma, Günden Kalanlar, Gömülü Dev, Öksüzlüğümüz, Uzak Tepeler, Değişen Dünyada Bir Sanatçıyla, diğer kitaplarıdır.
Bu kitaplar, Japon asıllı bir yazarın eşsiz geleneksel birikimiyle Batı Edebiyatı’nın olgusal hazinesini buluşturmasına en güzel örnektir.
Bu vesileyle yaygın olarak bilinen bir yanlışa da işaret etmek isterim. Bir edebi tür olarak roman, ismini Roma İmparatorluğu’nun içindeki halkların kullandığı dilden alır. Hal böyle olunca ilk örnekleri de burada aranmış. G. Boccacio’nun “Dekameron” (1353 yılında yazıldı) anlatısı ilk roman, modern romana ise Cervantes’in “Don Kişot” (1605 yılında yazıldı) eseri gösterilmekte.
Oysa ki Murasaki Shikibu, “Genji’nin Hikayesi” eserini Avrupalılardan 600 yıl önce 1007 yılında Heian Dönemi Japonya’sında kaleme almıştı. Eser, babası tarafından politikanın kirli doğasından uzak tutulan bir prensin hayatını anlatır.
Sinemadan edebiyata pek çok anlatıya izlek olan Japon kültürünün bu başarısı tesadüf olmasa gerek. Bir çırpıda sayabileceğimiz onlarca değerli yazar ve sanatçı, üretimleriyle yaşlı dünyamıza ışık tutmakta. Yasunari Kawabata, Kenzaburo Oe, Haruki Murakami, Hayao Miyazaki, Akira Kurosawa, Yasujiro Ozu, bunlardan bazılarıdır. Hayran olunası isimler.
Ishigiro, her ne kadar İngiliz Edebiyatı içinden dursa da Nobel Edebiyat Ödülünü alan üçüncü Japon yazar olarak değerlendirilmelidir, diye düşünüyorum.