Mendilimde Kan Sesleri şiirinde Edip Cansever, “İnsan yaşadığı yere benzer” der.
Sizlere, evvela Mersin kadar güzel bir Ağabey’den, şair, yazar ve kuramcı Ahmet Ada’dan bahsedeyim. Biliyorum, çok gecikmiş bir yazı, ancak ebediyete gidişinin ikinci yılında bir yazıda da olsa ismini geçirme cesareti bulabildim. Bu gecikmenin nedenini ancak sevgiyle açıklanabilir. Zira gidenin ardından yazmak, en zor olandır. Poşette taşıdığı kitaplarıyla dolaştığı şehrin sokaklarında halen onun ayak izlerini görürüm.
Bahri Ok Pasajı’ndaki nevi şahsına münhasır kitabevimiz, onun ve en az onun kadar değerli diğer arkadaşlarımız sayesinde edebiyat ocağı gibiydi. Tevazuyu bir kenara bırakmak lazım, vaktinin Kitap Kulübü’nü bilenler buna tanıktır, gibisi fazla, gerçek bir edebiyat ocağıydı.
Ahmet Ada’yı 2016 yılında kaybettik. Dostluğumuz, 2002 yılından kendisini kaybettiğimiz 2016 yılına kadar sürdü. O dönem, Şiirin isimli bir de şiir dergisi çıkarıyorduk. 24 saati edebiyatla geçen varlığı bizlere her zaman cesaret vermişti. Elbette, dergicilikte olduğu gibi kitapçılıkta da ekonomik yetersizlikler sebebiyle yenilmiş, dergiyi kapatmak, kitabevini de devretmek zorunda kalmıştım. Ama onlarla birlikte geçirdiğim kitapçılık yıllarım mücevher değerindedir.
O dönem müdahimlerimiz arasında sadece Ahmet Ağabey yoktu; insan hazinemizin diğer isimleri, Hasan Kudat, Hüseyin Sungur, Sadık Yaşar, Osman Yılmaz, Celal Soycan, Yılmaz Cemgil, Selda Güneş, yıllardır göremediğim Beşir Sevim, Sinan Ulakçı ve ne yazık ki genç yaşta kaybettiğimiz Gürsel Keskin gibi pek değerli şair yazar arkadaşlarımız vardı. Elbette çok kıymetli felsefe öğretmenlerimiz Volkan Dağlı ve İbrahim Doğan’ı unutmamak gerekir. Volkan ile uzun yıllar, üst kattaki çay ocağımızda katılımcı sayısı az da olsa oldukça verimli geçen estetik söyleşileri gerçekleştik.
Kitabevimiz, dönemin edebiyat öğrencilerinin ikinci eviydi. O dönem öğrenci olan ve adıyla onur duyduğum Beşir Sevim’i de bu sayede tanıma fırsatı bulmuştum. İsmini hatırlayamadığım arkadaşlarımdan özür dilerim.
Cansever, “İnsan yaşadığı yere benzer” derken, Ahmet Ada ise buna benzer bir dizeyle “Denize çıkan sokak soğuktur üşürsün” der.
Mersin güzel bir şairini iki yıl önce toprağa verdi. Onu bir şiiriyle yad edelim istedim.
Resim
Denize çıkan sokak soğuktur üşürsün
Ey ince gömlekli Akdenizli çocuk
Yaz geride kaldı yetişirsin sonbahara
Bütün ömrün yok olan mavi bir bakış
Gibi geçiyor bir solukta bilmiyor musun
Yağmura yakalanmış bir kuş gibi üşürsün