Dolar yükseliyor, ekonomideki yangın körükleniyor.
Arabasına hala elli liralık benzin alanların dışında herkes endişeli, karamsar bakıyor yarınlara.
Bir de belediyelerimiz çok rahat.
Özellikle Büyükşehir Belediyesi.
İller Bankasından gelen paralar çoktan bitmiş.
Ne gam.
Özel bankalardan borçlan gitsin.
Borç gırtlağı aşmış nasıl olsa.
Zaten son sene.
“Bir daha mı gelecen bu dünyaya, bas, bas paraları Leyla'ya”
Nasıl olsa millet öder.
Sen yap şaşaalı iftar sofralarını, çağır yandaşlarını, vekillerini, adaylarını, müteahhitlerini, eşini dostunu.
Çağır TV'leri canlı yayınlatarak kamunun parası ile verdiğin iftarın reklamını yap.
Fakir fukara duvarın arkasından baksın midesi guruldayarak.
Tam da seçim arifesi, zaman dar, yollar uzun.
Helikopter alarak kanatlandı da üstelik.
Alır yanına güzel ceketli vekilini de.
Uçara da yetişir, kaçara da.
Dolar dolsa ona ne, dolmasa ona ne.
Bir daha seçilse de battı Mersin, seçilmese de.
Akıl hocaları onu hep yanıltıyor ya;
Akdeniz belediyesini takip etsin bence.
Hem belediyecilik nasıl yapılır öğrenir, hem de bir belediye Ramazan'da nasıl hizmet eder yerinde görür.
Koltukta uzun oturma ile, bir işi layıkıyla yapmak arasında ne var görebilir ders alırsa.
Malum; "Öğrenmenin yaşı yoktur."
Yeter ki "niyet" iyi olsun.
**
Sevdiğim Laflar:
“GÖLGESİZ AĞACIN MEYVESİ DE GEREKMEZ…”