Seçim propagandası için lokantaya gelen ve oradaki müşterilerin tek tek ellerini sıkmak için uzanan vekil adayının elini havada bırakan genç; bu hareketiyle o partiyi desteklemediğini anlatmaya çalışırken, aslında insanlığını da sorgulatmıș olmuyor muydu; insanlığı hâlâ partiler üstü görenlere?
Düğün mevsimi olan yaz aylarında salon bulmanın zorluğunu bilerek, aylar önce ancak gündüz düğünü için bir yer bulabilen sevgili vatandaş; erken seçim kararı alınması ile beraber, saat 18 e kadar düğün yapmanın yasak olduğunu açıklayan YSK kararı karşısında, nasıl bir ruh hali içerisindeydi sizce?
İndirimli uçak ve otel fırsatlarını değerlendirebilmek için kış ayında tatil rezervasyonu yapan ve parasını ödeyen; kısıtlı imkânlarla dinlenmek için kendisine bütçe ayırabildiği için sevinen memleketimin insanı, vatandaşlık görevi ile eğlenme ve dinlenme fırsatı arasında yaşadığı çatışmanın geriliminin faturasını kime çıkarmalı ve şimdi ne yapmalıydı?
Bir partinin barajı aşması gerekliliği ile, gönlündeki partiye oy verme isteği arasında seçim yapmak durumunda yaşanan gerilimin altında yatan neden, memleket sevdası olarak da yorumlanabilir miydi?
Aklımda yine deli sorular... Gündemde bu ara seçim var.