Paris Sıkıntısı’ndan aktarılmış ilginç bir olay; ünlü şair Baudelaire’den bir dilenci para ister. Şair, bir süre dilenciyi süzdükten sonra ona bir yumruk atar. Dilenci karşılık vermez. Fakat bir yumruk, tepkisiz kaldıkça pek çok yumruk daha atar. Tepkisiz dilenciye sinirlenen Şair, bu kez onu yere yatırır böylece vurmaya devam eder.
Dilencinin de sabrı bir yere kadardır. O da Baudelaire vurmaya başlar. Sonrasında ünlü Şair dilenciyi ayağa kaldırarak ona; evet beyefendi, benim eşitimsiniz. Cebimdeki parayı benimle paylaşma onurunu benden esirgemeyin; diyerek, cebindeki paranın yarısını ona uzatır. Olayı soranlara ise şu cevabı verir; böylece güçlü ilacımla ona gururu ve yaşamı geri vermiştim.
Yani insan onurundan bahsetmektedir.
Şairin Paris Sıkıntısı kitabının ilerleyen sayfalarında: Ancak eşit olduğunu kanıtlayanla kişi eşittir bir başkasına. Özgürlüğü, onu kazanan hak eder, der.
Bu kıssadan hisseyi, emek bağlamında yorumluyorum.
Emek, en yüce değerdir. Bununla kastedilenin kıymeti de açıkça ortada değil mi?