Son aylarda gezip tozduktan sonra "Atatürk Parkı"nda bir şeyler içip ağzımı ıslattığım ve bu sırada da yazılarımı kaleme aldığım bir uğrak noktam vardı: "Park Kafe"
Geçenlerde Yenipazar'dan başlayıp Siteler, Mesudiye mahalleleri'ni içine alan, Hastane Caddesi'ni boydan boya yürüdükten sonra kendimi bir hevesle Atatürk Parkı'na attım. Epey yorulmuştum. Ayaklarım "Park Kafe"ye yöneldi. Bir de ne göreyim kafe yerle yeksan olmuş. Yıkmışlar... Bu yıkımla birlikte koskoca Atatürk Parkı'nda oturup çay, kahve, buz gibi bira içeceğimiz yer kalmamış. Tabii büyük bir hayal kırıklığına uğradım.
Oysa seneler senelerce önce -Türkiye dönüştürülmeden önce- Atatürk Parkı cıvıl cıvıldı. Gazinolar, çay bahçeleri, bira sunan , ördek ve kazların salına salına yüzdüğü havuzların bulunduğu yerler vardı, onları anımsadım. Oralarda oturur, soluklanır, çaylarımızı, kahvelerimizi ve buz gibi biralarımız yudumlardık. Geçmişin bu demokratik hoşgörüsünün olduğu anları özlemle yad ettikten sonra parkın en uç batısında balıkçıların sıklıkla takıldığı çay ocağına geldim. Oldukça utangaç loş bir ışık altında Haberci için köşe yazılarımı hazırlamaya, yazılarımın üzerinde çalışmaya başladım.
Mersin'in limandan başlayıp ta Mezitli'ye kadar uzanan bir sahil şeridi var, bu upuzun sahil şeridi her kente nasip olmaz. Ancak gerek Atatürk Parkı'nda gerekse Kültür Park'ta fakir fukaranın, garip gurabanın şöyle oturup soluklanacağı, makul fiyatlara bir şeyler içeceği yerler yok denecek kadar az. Tamam sağ iktidarlar iki kişinin bir araya gelip oturmasını pek tekin bulmaz, oysa şimdi yerel yönetimin başında sosyal demokrat bir partinin belediye başkanı var. Halkçı belediye anlayışı ile belediye, insanların bu sahil şeridinde oturup bir şeyler yiyip içtikleri aile gazinoları, kafeler, çay bahçeler açamaz mı? Yalnız bu çay bahçelerinde, aile gazinolarında, kafelerdeki fiyatları belediye halk yararına ayarlamalıdır, fiyatlar makul bir seviyeye indirmelidir. Örneğin an itibariyle bir bardak çay veya bir şişe su 2 lira, bir şişe bira 15 lira, bir fincan kahve 3 lira olabilir. Bu fiyatlar makuldur. Bu fiyatlara Mersin halkı itiraz etmez ve bu fiyatların ona sunduğu deniz havasını ve iyot kokusunu genzine keyifli keyifli çeker.
Şu haliyle Atatürk Parkı ile Kültür Park'ın hiçbir cazibesi yok. Adeta halkımıza gez ve git mesajı verilerek bu parklar insandan arındırılmış birer çölü andırmaktadır.
Dolayısıyla CHP'li Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Vahap Seçer'e bu bağlamda çok iş düşmektedir.
Haydi Başkan'ım yap bir güzellik de bir zahmet şu parkları çöl olmaktan kurtar!
MERSİN ÜNİVERSİTESİ YEMEKHANESİNDE YEMEK FİYATLARI EL YAKIYOR
Bazı üniversitelerimizde öğrenciye ucuza sunulmaya çalışılan öğle yemeklerinin fiyatları şöyledir:
Hacı Bayram Üniversitesi 1.40 lira.
Gazi Üniversitesi 1.40 lira.
Amasya Üniversitesi 1.50 lira
İnönü Üniversitesi 1.75 lira
Ahi Evran Üniversitesi 1.95 lira
Atatürk Üniversitesi 2 lira
Peki Mersin Üniversitesi'ndeki yemekhanede öğle yemeği ne kadar biliyor musunuz? Son zamlarla birlikte tam tamına 3 lira 50 kuruş.
Mersin Üniversitesi'nde okuyan garip gurabanın, fakir fukaranın öğrencilerine bu ederle yemek sunmak günahtır, yazıktır.
Lütfen bu fahiş yemek fiyatı yeniden gözden geçirilip düşürülsün.
Not: 9 Eylül Üniversitesi de işin cılkını çıkarmış ve öğle yemeğini 5 liradan satar olmuşlar. İyi ki vakti zamanında bu üniversiteyi bitirmişim. Ha Mersin Üniversitesi'nden, benim gibi okuyanlara 9 Eylül Üniversitesi'ndeki yemek fiyatları örnek olarak gösterilebilinir, ancak kötü örneklere karnımız toktur; almayalım.