Haberci'de haftada iki gün yazıyorum: çarşamba ve cuma.
Çarşamba günkü yazılarımı genellikle Mersin'e, Mersin'in sorunlarına, Mersin'deki hayat parçalarına ayırıyorum. Cuma günkü yazılarım ise edebiyat, sanat ve felsefeyle ilgili oluyor. Tabii şimdilik şiir ağırlıklı gidiyorum.
Bu haftaki cuma yazımda Mersin'imizde yaşayan iki genç kaleme yer veriyorum: "Ege Ülkü ve Ferdi Yılmaz." Ege düzyazı üzerinden bir değerlendirme ortaya koymuş. Ha, Ege Mersin Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı, ikinci sınıf öğrencisi. İşte Ege'nin o yazısı, noktasına virgülüne dokunmadan...
☆☆☆
ANNABEL LEE
Bu şiir, bu şiir metaforlardan ve soyut konseptlerden arındığı "deniz ülkesi" yerine herhangi bir kıta ülkesi konulduğu zaman, trajik bir aşk hikayesini tasvir etmektedir. Annabel Lee (başka isim de olabilir.) ve ana karakter bir ülkede yaşamakta ve birbirlerini delicesine sevmektedirler. Bu sevgi o kadar delicesinedir ki başka hiç kimse onları ayıramaz. Bu bağlılığın sonunda da evlenmişler ve mutlu, mesut yaşamışlardır.
Birgün Annabel belirsiz bir hastalığa kapılır ve bu hayattan göçüp gider. Ana karakter onun gidişine üzülür, ne yapacağını bilemez ve en son kendisini Annabel'in mezarının dibine atarak teselli etmeye çalışır.
Şairin bu şiiri trajiktir ama aynı zamanda da eğiticidir. Bu şiirden belirli ve önemli hayat dersleri çıkarılabilir. Mesela, hayatın geçici olduğu gerçeği...Yazar, Annabel Lee karakteri ile sadece birkaç mısrayla ölümü ve ölümün öznel hızını anlatmıştır. Şiir, bu ölüm konseptini işlediği ve mutluluk veren bir karakterini sadece birkaç mısra ile öldürdüğü için hem eğitici hem de trajiktir. Çıkarılacak bir başka ders, obsesif derecede bir sevginin anlamsız olduğudur. İnsan birgün ölecektir. Bu, doğanın bir kanunudur. Kendini ölümün gelmeyeceğini inandırmak, ölüm geldikten sonra da ölümün varlığını kabul etmemek kişiye sadece zarar verir. Evet, durum trajiktir, ama ölen kişi geri gelmeyecektir. Bunu kabullenmek lazımdır.
Özetle bu şiir trajik bir aşk hikayesini konu edinmektedir. Kısa ve özlüdür. Hem konusu hem de içeriği itibariyle geniş bir okur kitlesinin ilgisini çekebilir.
☆☆☆
Ferdi Yılmaz ise "Bil Koleji"nde okuyan lise son sınıf öğrencisidir. Ferdi ise yetenekli bir şair adayıdır. İşte ondan aldığım bir şiir:
☆☆☆
"Sarı bir papatyanın aydınlığında
Buldum kendimi
Doğan güneşin sıcaklığında
Alıp götürmüş sevdan beni
Aşk kokan dizelere
Uzak memleketlere
Lal olur dillerim
Beyhude akar zaman
Görünce gözlerim gözlerini
İçimden teşekkür ederim
Her sebebe
Karşıma çıkardığı için seni."