Görünen köy kılavuz istemiyor artık.
Yeni normale zorunlu geçiş yaptıran ekonomik darboğaz önümüzdeki dönemlerde çok daha büyük sorunumuz olacak.
Pandemide ikinci dalgaya bu kadar hazırlıksız yakalanmamızın en temel nedenlerinden birisi de kırılgan ekonomi olmadı mı zaten.
Kurumsal olarak bu kadar kırılgan olduğumuzu acı tecrübeler çekerek, yaşayarak öğreneceğiz çaresi yok.
İşin kötüsü kişisel olarakta aynı kırılganlıktayız.
Üstelik bu kırılganlığı pandemi döneminde akılsızca borçlanarak öğrendik.
Borç yiğidin kamçısıdır diyoruz ya hep.
Ödeyebildiğin sürece kamçıdır o borç.
Ödeyemezsen tükeniş olur.
Ekonomi ve sağlık ikilisinin bu kadar içiçe girdiği bir dönemi cumhuriyet tarihinde ilk defa yaşıyoruz.
Haliyle nasıl başa çıkacağımızı da bilmiyoruz.
Üstelik bizi yönetenlerinde bilmediğini öğreniyoruz.
Reçete yazacak olanların tek bulabildiği "Askıda ekmek" oldu ne yazık ki.
O yöntem de masallar kadar eskimiş ve zaten Anadolu halkının kullandığı bir yardımlaşma yolu idi.
Reçete bu olunca ürkmemek, yarınlardan endişe duymamak mümkün değil doğal olarak.
İşin aslı kocakarı reçeteleri ile belimizi doğrultmamızın mümkün olmadığını sokaktaki simit satan vatandaşımız bile daha iyi biliyor.
"Kel'in merhemi olsa, kendi başına sürer" lafına uygun çok siyasetçi var bizim memlekette.
Çektiklerimizin müsebbibi de onlardır.
**
Sevdiğim Laflar:
"DELİ DELİYİ GÖRÜNCE DEĞNEĞİNİ SAKLARMIŞ.."