Sorunlarımıza bir de Alata eklendi.
Alanın tamamının değil de bir kısmının koruma altına alınması kafaları karıştırdı.
Neden tamamı değil de küçük bir kısmı?.
Geriye kalan alan yapılaşmaya mı açılacak?.
Koruma altına alınan alan için sevinelim mi?.
Koruma kapsamı dışında kalan alan için endişelenelim mi?.
Bence endişelenmeliyiz.
Bu memleketin dağı, taşı, ormanı, denizi daha önce çok yağmalandı çünkü.
Söz konusu alan çok kıymetli.
Kıymet varsa rantta vardır.
Elimizde kalan son bakir doğa parçasından bahsediyoruz.
Sermaye böyle bir yeri kaçırır mı?.
Bence kaçırmaz.
Kısacası organize bir mücadele gerekiyor Alata için.
Bu güne kadar Mersin olarak her konuyu sulandırdık.
Sulandıra sulandıra kaybettiklerimizi düşünelim derim.
Şu anda her kafadan bir ses çıktığını görüyoruz.
Niyetler iyi.
Ama yeter mi?.
Konu yine sulanır mı?.
Geçmişe baktığımızda yine tekrara düşeceğiz sanki.
Gelin bu defa işi sıkı tutalım.
Organize olalım.
Mücadeleyi birkaç kurum veya kişinin sırtına yüklemeyelim.
Kayıplar hanemize Alata’yı da eklemeyelim.
**
Sevdiğim Laflar:
“HİMMET OLUNCA DAĞ YÜRÜR.”