Başlık bir ironi değildir...
Bizzat yaşadığım mahallede geçti bu olay.
Hemen evin yanı başında olan bir zincir
marketten çıkan kadının peşinden
mağaza çalışanı koşarak yetişti.
Ne olduğunu anlayamadık ilk bakışta.
Aralarında tartışıyor gibiydiler.
Derken kadının poşetinden 3 tane beyaz
peynir paketi çıktı.
Mağaza çalışanı bir hışımla peynirleri
kadından aldı.
Belli ki ücretini ödememiş.
Artık aralarında nasıl anlaştılar bilemem
ama o kadını bir daha bizim mahallede
görmedim.
Amaç malum. Fark edilmese alıp gidecek.
Sebep ve sonuç ne olursa olsun, bir
hırsızlık teşebbüsünün baş rolünde
peynir vardı.
Bunu da gördük.
Çünkü peynir artık lüks tüketim oldu.
Kahvaltıların olmazsa olmazı idi artık fiyatı
el yakıyor.
Artan enflasyon, üreticinin maliyet
artışları, azalan hayvan varlığı, kesime
yollanan milli servet süt ve süt
ürünlerininde fiyatını etkiledi.
Süte gelen zam sonrası peynir fiyatları da
nasibini aldı.
***
Peynir çeşidi bakımından ülkemiz zengin.
Ancak alım gücü düşen vatandaş, bu
zenginlikten yararlanamıyor.
Markete girilmiyor.
Peynir alınmıyor.
Hiçbir gıdaya güç yetmiyor.
Her şey var ama alım gücü yok; ucuz bir
şey yok.
Halk, artık geçinemiyor.
Asgari ücretli, emekli kirada oturuyorsa
buyurun siz hesap yapın.
Nasıl geçinecek.
Pazara, markete nasıl gidecek.