Hafta sonu oynanan Mersin İdman Yurdu Antalyaspor maçı belkide ligin tek amaçsız maçıydı.
Maçın bir hikayesi olmadığı için sıradan, sıkıcı kelimeleri bu maçı çok iyi özetleyebilir.
Bu yüzden maç ile ilgili yazacak fazla bir şey yok.
Ama maçta yaşanan bir pozisyon maçın önüne geçebilir, Türkiye’nin konuştuğu an olabilirdi. Tabi bu pozisyon Fenerbahçe, Beşiktaş ve ya Galatasaray maçında yaşanmış olsaydı…
Yıllardır kaleciler ceza sahası içinde dokunulmazlar.
Ceza sahası içinde topu istedikleri gibi alırlar, bu topları alırken kendilerini korumak adına rakibini ciddi bir sakatlık yaşatacak hamle yaparlar.
Örneğin kaleciler üzerlerine gelen hava topunda yükselerek, topu almak isterken genelde eller havada ayakları ise öne doğru uzatarak, rakibi kendilerine yaklaştırmak istemezler.
Aslında bu çok tehlikeli bir harekettir.
Kalecinin o an ayağı rakibinin yüzüne gelecek olsa ciddi sakatlanmalara yol açabilir.
Bunları yazmamın nedeni Mersin İdman Yurdu-Antalyaspor maçında yaşanan bir pozisyon. Mersin İdman Yurdu’nun maçta ender geliştirdiği bir atak da genç oyuncu Mahmut, ceza sahası içinde kaleci ile karşı karşıya kaldı.
Kaleci topa hamle yaparken ayağı resmen Mahmut’un boğazına geldi.
Kalecinin bu dengesiz girişi kendini sakatladı.
Yere kontrolsüz düşen kaleci sakatlanarak oyun dışında kaldı.
O pozisyonu izleyen herkes, sakatlanan kaleci yerine Mahmut’a üzüldü.
Mahmut resmen ölümden döndü.
Ama bu yaşananlar bir Anadolu takımında olduğu için hiçbir şekilde gündeme gelmedi.
Umarım bu yaşanan son olur.
Saha içinde kaleciler daha dikkatli olurlar.
Gol yememek adına meslektaşlarını sakatlayıcı hareketlerde bulunmazlar.
Futbol her şey demek değil, gol yemek dünyanın sonu değil, kazanmak iyi ama bunu doğru dürüst yapmak önemli.