Nihayet seçime sayılı günler kaldı.
Bu pazar günü ülkece sandık başına gidip, yaşadığımız kentlerin geleceğini belirleyecek oylarımızı kullanacağız. Belediye başkanlarını, meclis üyelerini, muhtarları seçeceğiz.
Tüm adayların yoğun bir seçim çalışması gerçekleştirdikleri günleri geride bırakıyoruz artık.
Evet, seçim geldi gelmesine ama oy kullanacak vatandaşlar olarak zaman zaman saçımızı başımızı yoldurdu bu propaganda süreci.
Sokaklarda, caddelerde gezerek bangır bangır bağıran, müzik son ses açılmış araçlarla hanesine bir oy daha eklemeye çalışan adaylar; bu propaganda şeklinin seçmenleri ittiğinin, hatta bazen çileden çıkardığının farkında değiller mi acaba?
Özellikle sokaklarda, mahallelerde son ses müzikle oy toplamaya çalışıyorsunuz ama insanların sinir sistemiyle oynadığınızı bilmiyorsunuz..
O evlerde hasta mı var?
O evlerde bebek mi uyuyor?
Yaşlılar rahatsız mı oluyor?
Evden çalışanların konsantrasyonu mu bozuluyor?
Okullarda ders gören öğrencilerin dikkatleri mi dağılıyor?
İş yerlerindeki çalışanlar çileden mi çıkıyor diye hiç düşünmüyorsunuz!
Ama her konuşmanızda insana saygıyı da hiç dilinizden düşürmüyorsunuz!..
***
Sinir katsayımızı artıran bir başka ve tamamen hak ihlaline giren propagandanız ise günde bilmem kaç kez cep telefonlarımıza kısa mesajlar göndermek.
En inanılmazı da direkt otomatik aramaya bağlayıp, ses kaydından propaganda yapmak.
Ey adaylar;
Birincisi, iznimiz olmadan telefon numaralarımızı nereden alıyorsunuz?
İkincisi, iznimiz olmadan günde bilmem kaç kez cep telefonumuza neden mesaj gönderiyorsunuz?
Üçüncüsü, telefonu son demine kadar çaldırıp, ‘acaba önemli bir şey mi var’ endişesiyle açtığımızda ses kaydınızı dinletme hakkını size kim verdi?
Çarşıda, pazarda alışverişteyiz, elimiz kolumuz dolu telefonumuz ısrarla çalıyor; poşetleri, paketleri bir kenara bırakıp açıyoruz ‘Sevgili hemşehrilerim’ diyen bir ses.
Önemli bir işin ortasındayız veya araç kullanıyoruz; o telefon durmaksızın çalıyor, mesaj sesleri hiç kesilmiyor..
Israrlara dayanamayıp açıyorsunuz telefonu ‘Sevgili Mersinliler’ diyen bir başka ses.
Hastanedesiniz yahu sıranız gelmiş tam doktorun yanına geçmişsiniz yine durmaksızın çalan telefon ve yine bilmem hangi partinin belediye başkan adayı karşınızda.
El insaf!
Ey adaylar;
Bu hakkı nereden alıyorsunuz siz?
Beş gün sonra bunların hepsi bitecek evet ama aylardır vatandaşlara yaşattığınız bu işkenceler de unutulmayacak!