Mersin 2017’de balık çiftliklerine karşı tek vücut oldu! Direndi ve bu saldırıyı geri püskürttü…
Nedir peki bu saldırının yaratacağı tahribat; kıyıların ele geçirilmesi, deniz ekosistemine ve insan sağlığına yönelik olumsuz etkiler, çiftliklerde kullanılan GDO'lu yemlerin, antibiyotiklerin ve kimyasalların, balıkların dışkılarıyla birlikte denizin dibinde birikerek zamanla denizin bitki örtüsünü ve oksijeni yok etmesi…
Bu durum, denizdeki diğer canlıların varlığını tehdit etmekte ve ekosistemi bozmakta.
İşte 2017’de denizi kirletmeleri nedeniyle Muğla’dan kovulan balık çiftlikleri, sökülüp Anamur’a taşınmak istendi.
Mersin karşı durdu.
Ama yıllar içerisinde sermaye, lobiler kenti içeriden kemirdi!
İçerdeki işbirlikçileri sözde ekonomik kalkınma adı altında kapıyı içerden açtı bu tehlikeli saldırıya!
Ve sonrası çorap söküğü gibi geldi. Kıyılarımızda mantar gibi balık çiftlikleri çoğaldı.
Tabi bunu fırsat bilen diğer sermaye sahipleri de yönünü Mersin’e çevirdi.
Ki zaten onlarda turizmcilerin kovduğu işletmeler oldu!
Örneğin Balıkesir’den kovulan bayık çiftlikleri Aydıncık’ı mesken tutmak istedi!
Mersin yine bir direnç gösterdiyse de bu defa işler daha hızlı ve farklı yürütüldü
Mesela Ankara üzerinden açıldı yollar!...
Ve Mersin’in korktuğu başına geldi.
Balık çiftliği tehlikesi kapıya dayandı!
Turizm için kovulan tesis Mersin kıyılarına geldi!
Agromey Gıda, bürokrasiyi hızla aşarak Aydıncık’ta üretim yapak için bakanlıktan ÇED olumlu kararı aldı.
Biz de artık turizm için Muğla’ya, Balıkesir’e gideriz…