Mersin’e ağaç dikerken yanlış türler tercih edilmiş.
Mesela okaliptüs ağaçları kentimize asla uymayan ağaçlardır.
Uzmanların verdikleri bilgilere göre, Avustralya kökenli bir ağaç olan okaliptüsler, 10 yaşına geldiklerinde yılda 250 ton suyu bünyesine almakta ve buharlaşma yolu ile havaya vermektedir.
Su savaşlarının konuşulduğu bu yüzyılda sadece bir ağacın yılda 250 ton su tüketmesi elbette ciddi bir sorundur.
Okaliptüsün bir diğer bilinmeyen kötü yanı da, yüzey ve yeraltı sularını çektiği, yabancı tür olması nedeniyle dikim yapıldığı yerde gerek yapraklarının gerekse kök sisteminin salgıladığı kimyasallar nedeniyle, kendi ülkemizin bitkilerinin gelişmesine mani olması bilimsel olarak açıklanmıştır.
Bu ağacı zaten bataklık alanlara ekip, koca bir orman yapmışız.
Şehir içinden, sulama alanlarından uzak tutun.
***
Ülkemizin doğal ağaç türleri meşe, çınar, fıstık çamı ile bölgemize has olan kızılçamdır.
Meyvesi ve gölgesi olmayan palmiye değildir.
Sahi, palmiye ağaçlarının ne faydası var.
Sürekli budamak lazım.
Gölgede yapmaz, serinlikte vermez.
Ama bolca su ister.
Bu ağaçta Mersin için uygun değildir.
***
Kuraklıktan bu kadar söz edildiği dönemde, serinlik yaratacak,
Hava sıcaklığını düşürecek türlere ihtiyaç var.
Bakımı az, suyu az tüketen ağaçlar lazım bize.
Ama Mersin’de bunun tam tersini yapmışız.
Parklar, açık alanlar beton…
Ağaçlar gölgesiz, yerden vuran hava daha da sıcak.
Sıcak kenti, daha sıcak yapmak için her yolu bulmuşuz.