Mustafa Kemal Atatürk’ün bu güzel ülke için neler yaptığını, neler başardığını anlamayanlara ya da anlamak istemeyenlere diyecek hiç bir şey yok.
Neden mi?
Yıl 1919, nerdeyse bütün Anadolu işgal altında; galip Devletler İstanbul’u, yani Başkent’i işgal etmiş, Yunan İzmir’e çıkmış, Batı Anadolu’da ilerliyor, Mondros Ateşkes Anlaşması gereğince Osmanlı Orduları dağıtılmış. Bir de; Halk aç, Halk yoksul, Halk savaş yorgunu.
Mustafa Kemal Atatürk ne yapıyor? Bir görev rica ederek yakın Kurmay Heyeti ile birlikte Samsun’a gidiyor; Yani Anadolu’ya…
Önce Amasya Tamimi, sonra Erzurum ve Sivas Kongresi Kongreleri…
Sonra İstanbul Meclisi toplanıyor, Mustafa Kemal’in isteği ile Misak-ı Milli kararları alınıyor ve fakat İşgal Devletleri Meclis’i dağıtıp, Mebusları Malta’ya sürüyor.
İşte bundan sonra da 23 Nisan 1920’de Büyük Millet Meclisi açılıyor.
Asker yok, Ordu yok, silah yok, para yok. Ama Mustafa Kemal var ve bu ülkenin evlatlarının azim ve kararlılığı ile Kurtuluş Destanı yazılıyor.
Sonuçta da Mustafa Kemal Atatürk saltanat ve hilafet teklifini kabul etmeyerek Cumhuriyetimizin kurulmasını sağlıyor.
Günümüze gelirsek: Bu günlerde Ulusal Kurtarıcı diyebileceğimiz, Kurucu Önderimize hakaret, sövme pek bir revaçta.
Cumhuriyet Savcılarımızın re’sen (kendiliğinden) uygulaması gereken bir Kanunumuz var: “5816 Sayılı ve 25/07/1951 tarihli Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun”.
Bu Kanun’a göre (5816 Sayılı Kanun m.1): “Atatürk’ün hatırasına alenen hakaret eden veya söven kimse bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Atatürk’ü temsil eden heykel, büst ve abideleri veyahut Atatürk’ün kabrini tahrip eden, kıran, bozan veya kirleten kimseye bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir. Yukarıdaki fıkralarda yazılı suçları işlemeye başkalarını teşvik eden kimse asıl fail gibi cezalandırılır.”
Peki esas sorum şu: Bir Ülkenin kurucu önderine ölümünden 79 yıl sonra teşekkür etmek ve tarihte hak ettiği yeri vermek yerine, neden hakaret veya küfür ediyorlar?
Kimse kimseyi sevmek zorunda değil; Ama hiç kimse başka bir kimseye hakaret ve küfür edemez. Hele bir Ülkeyi karanlıklarda aydınlığa taşıyan bir kurucu lidere hakaret etmek, sövmek ne ahlakla, ne de vicdanla asla bağdaşmaz.
Sevgi ve saygılarımla…