Bir bu eksikti… Avrupa’ dan her şeyi aldık , bir tek çöp kalmıştı, onu da aldık , derde kaldık..
Son yıllarda Mersin’den Adana’ya, Kocaeli’den İzmir’e kadar pek çok kentimiz havayı, toprağı ve suyu kirleten “kokulu bir düşman” ile karşı karşıya.. Avrupa’dan ithal edilen plastik atıklar.
Avrupa Birliği’nin kendi topraklarında yasakladığı plastik atık yakma işlemi, Türkiye gibi çevre mevzuatının esnek olduğu ülkelere yönlendiriliyor.
Neymiş ..Çevre mevzuatımız esnekmiş!!
İthal edilen plastik atıklardan geri dönüştürülen plastikler, sera örtüsü yapımında, otomotiv sektöründe yedek parça ve plastik torba üretiminde, atık su boruları, deterjan şişeleri, çöp kutuları ve benzeri ürünler, marley ve çeşitli plastik dolgu malzemelerinde kullanılırlar.
Geri dönüşüm adı altında ithal edilen bu plastikler, ne yazık ki çoğunlukla geri dönüşüm tesislerinde işlenmek yerine yakılıyor. Çıkan duman ise sadece kara bulut değil, bir zehir bulutu. Yakılan plastikten yayılan dioksin, furan gibi toksik kimyasallar; havayı kirletiyor, çocukların ciğerlerine doluyor, toprağa ve suya karışıyor.
Araştırmaya göre; Adana’da tespit edilen dioksin,furan miktarı, kirletilmemiş toprak numunesinin 400 bin katı ve şimdiye kadar Türkiye’de toprakta rapor edilen en yüksek toksik düzey. Dioksin-furanların bilinen en önemli özelliği ise kanserojen olması. Greepeace bu kimyasalın, anne karnındaki bebekler için toksik olabileceğini, tümörleri tetikleyebileceğini, hormon ve bağışıklık sistemlerini etkileyebileceğini açıkladı zaten..
Kirlilik sınır tanımıyor. Zehirli gazlar mahalleleri etkiliyor. Astımlı çocukların sayısı artıyor,kanser ve kronik hastalıklar çoğalıyor. Tarım arazileri kirleniyor, hayvancılık zarar görüyor.
Geri dönüşüm demek, yakmak değil, çevreyi korumak demek.. Geri dönüşüm tesislerinin olmazsa olmazı, atığın ayrıştırılması, temizlenmesi ve tekrar kullanıma kazandırılmasıdır. Türkiye’nin plastik atık ithalatını durdurması, bu tesislerin denetimini sıkılaştırması şarttır.
Yani neymiş ;esnek olan “Çevre Mevzuatımızı“ sıkmak gerekmiş!
Çevre kirliliği sadece bugünü değil, geleceği de yok eder. Sağlıklı bir yaşam için temiz hava, temiz su ve temiz toprak şarttır.
“Türkiye, Avrupa’nın plastik çöpünü yakarak para kazanmak yerine, halk sağlığını ve doğayı korumayı öncelik haline getirmelidir. Geri dönüşüm adı altında şehirlerimiz zehir soluyor. Bu kabul edilebilir mi?