16 Nisan…
16 Nisan Türkiye Cumhuriyeti tarihinde alelade, sıradan bir gün olmayacak; Sıradan bir tarih asla olmayacak. Hepimiz yaşayacak ve Allah uzun ömür verirse çıkacak sonuca göre olayların nasıl gelişeceğini hep birlikte göreceğiz.
Bu nedenle Referandumda tercih yapacak (oy kullanacak demiyorum, çünkü bu bir seçim değil) herkesin Türkiye Cumhuriyeti’nin birer kurucusu gibi; birer kurucu sorumluluğu ile iyice düşünüp iyice tartıp tercih yapması gerekiyor.
Omuzlarınızdaki yük çok ağır. Bu nedenle Ey güzel Halkım iyice oku iyice düşün, parti falan, siyasetçi filan; evetçi, hayırcı dinleme sen kendi kararını kendin öz iradenle ver.
Şimdi gelelim Neden Evet? Ama nasıl Evet?
Yargı tarafsız olsun mu? Evet olsun, ama Kuvvetler ayrılığı ilkesi güçlendirilerek olsun
Meclis hükümeti denetlesin mi? Evet denetlesin, ama yine Kuvvetler ayrılığı ilkesi güçlendirilerek olsun.
Millet hükümeti doğrudan seçsin mi? Evet, kesinlikle evet. Bu halde, dar bölgede (ülkenin parlamentodaki sandalye sayısı kadar bölgeye bölünmesi ve her bölgeden bir adayın seçilmesi esasına dayanan seçim sistemidir) seçim sistemi ile milletvekillerimizi seçelim.
Sıkıyönetim kalksın mı? Evet, ama önce OHAL kaldırılsın.
Askeri yargı kalksın mı? Evet, ama önce konu ile ilgili İhtisas Mahkemeleri kurulsun
Siyaset-asker ilişkisi normalleşsin mi? Evet, ama Siyaset Askerlerden uzak dursun ve şanlı Harp Okullarımıza gereken önem verilsin.
Darbeci, vesayetçi anlayış tamamen son bulsun mu? Evet ve Siyasetçiler her işe burunlarını sokmasınlar.
100 bin seçmen Cumhurbaşkanı adayı gösterebilsin mi? Evet, ama 100.000 kişiyi nerde bulacağız; bulduk diyelim oyların çoğunluğunu nasıl alıp cumhurbaşkanı olacak bir düşünelim önce.
HSK’nın 13 üyesinin 7’sini milletin vekilleri seçsin mi? Evet ise İşte burada Yargı bitmiştir. Adliyeleri kapatalım olsun bitsin. Tam tersine, Siyasetçi Yargıdan kesinlikle uzak dursun.
Yargıda vesayet bitsin, vesayet odaklarının yargıya sızması engellensin mi? Evet, 1982’den beri bunu diyoruz. Hata 2010 yılında dilimizde tüy bitti… 2010 yılında olduğu gibi HSYK’ya da adı değişse bile HSK bir cemaat ya da guruba teslim edilmesin; özerk ve bağımsız olsun; Adalet Bakanı ve Müsteşarı bu Kurul’un üyesi olmasın.
Cumhurbaşkanına cezai ve hukuki sorumluluk gelsin mi? Evet, ama Anayasa Mahkemesi’nde yargılanması için 400 milletvekilinin oyu ile değil toplantı çoğunluğu ile karar alınsın
Yetişmiş gençlere seçilme hakkı verilsin mi? 18-24 yas arasındaki gençler milletvekili olabilsin mi? Evet, ama yoksul, fakir, gariban çocukları şehit değil milletvekili olsun.
Mecliste milletin vekil sayısı artsın mı? Evet ve de maaşları kalksın, ya da en fazla asgari ücrete denk olsun.
Kanunları hazırlayıp teklif etme yetkisi sadece milletvekillerinde olsun mu? Evet ve ayrıca Cumhurbaşkanı ya da başkası Meclis yerine Kanun hükmünde Kararname ile Yasama yetkisini kullanamasın
İcrada çift baslılık bitsin mi? Evet, kesinlikle evet, Cumhurbaşkanı Anayasa’mız gereği sembolik olsun, milli birlik ve beraberliğimizi temsil etsin; Hükümet Ülkemizi idare etsin
Evet mi? Bu şekilde Evet…
Bize sunulan Anayasa değişiklikleri böyle mi, Hayır…
O zaman ne mi yapacağız? Söz, yetki, karar sizin…
Sevgi ve saygılarımla …