İş kazalarında/cinayetlerinde rekor üstüne rekor kıran ülkemde son olarak, 17 yaşında bir genç inşaatta göçük altında kaldı!
Şırnak’ın İdil ilçesinden Mersin’e çalışmak için gelmişti Selman.
Kapalı yüzme havuzu inşaatında çalışıyordu.
Belki hayatında hiç kapalı yüzme havuzu görmemişti…
Hayal etti belki: ‘Sıcağın altında aç-susuz çalışmak yerine, kapalı yüzme havuzunda serinlemek nasıl olur’ diye…
Bilemezdi ki o havuz kendisine mezar olacak!
Hayallerinin üzerine duvarlar yıkılacak…
Ama BİZ BİLİYORDUK!
Denetleme yetkisi belediyelerden, devletten alınıp, özel sektöre verildiğinde söylemiştik!
“AMAN DİKKAT! BÖYLE OLMAZ” DEMİŞTİK…
Şimdi; kim hesap verecek?
SORUMLULAR NEREDE?
İnşaata onay veren denetim firmaları bu sorumluluğu üstlenecek mi?
Yasalar bunu gerektiriyor mu?
BİLMİYORUZ…
Çünkü mevzuat öylesine içinden çıkılmaz bir halde ki…
Önce incelemeler yapılacak…
Firmanın gerekli şartları yerine getirilip getirilmediğine bakılacak…
İşçinin uyması gereken kurallara uyup uymadığı irdelenecek…
İşçi hatalı bulunursa, pisi pisine toprağa verilmiş olacak…
İnşaatçıların en bilindik sloganıdır; ‘Yeni bir yaşam inşa ediyoruz…’ derler…
Ölümlerin üzerine inşa edilen evlerde, mutlu bir gelecek vaat ederler…
O güzel evlerinde ve hatta kapalı yüzme havuzlarının olduğu alanda duvara asılı LCD ekranda bile görmezler ölen/cinayete kurban giden işçilerin haberlerini…
Ölen öldüğüyle kalır…
Çünkü sistem devamlılık ister!
Giden işçinin yerine, yenisi gelir…