Adalet, bir vicdan muhasebesi, bir duygu işi ve bir idealdir.
Toplumu oluşturan yurttaşlar arasında adaletin var olduğu hissiyatının yaşayabilmesi hukuk devletinin varlığı ile mümkündür.
Hukuk devleti ilkesi, tüm hukukçular bir yana hukukçu olmayan ancak hukuka tabi olmak zorunda olan tüm devlet kurum ve kuruluşlarının dahi takip etmesi gereken en önemli ilkedir.
Hukuk, toplumun genel menfaatini veya fertlerin ve toplumun ortak iyiliğini sağlamak maksadıyla konulan ve kamu gücüyle desteklenen kural , hak ve kanunların bütünüdür.Daha
yaygın bir tanımıyla hukuk, adalete yönelmiş toplumsal yaşama düzenidir.
Hukukun üstünlüğü, devletin tüm organları üzerinde hukukun mutlak bir egemenliğe sahip olmasıdır. Hukukun üstünlüğü ilkesi, hukuk devletinin ve demokrasinin vazgeçilmez en önemli koşuludur
Adalet için once hukuk devleti ilkesi , ardından hukukun üstinlüğünün esas alınması ve en önemlisi adil yargılanma hakkının kısıtlanmaması gerekmektedir.
Mahkemeler tarafsız ve bağımsız olmalı , herkes adil yargılanmalı ve Adalet hızla tecelli etmelidir.
Bu gün için Ülkemize baktığımızda : Güzel Ülkemizde OHAL süreci yaşanırken ne hukukun üstünlüğünden , ne de adil yargılanmadan söz edemiyoruz. Devletimiz kuvvetler prensibi içinde hukuk devleti olmaktan uzaklaşıyor ; Yargı ise , bağımsızlığını yitirdiği gibi tarafsızlığını da kaybediyor. Bu da yetmiyor yargılama süreçleri uzadıkça uzuyor ve Vatandaş hakkına makul sürede kavuşamıyor.
Türkiye'nin demokratikleşme standartlarının her geçen gün artırılması ; Özgürlüklerin ve hakların genişletilmesi ; Adalet duygusunun nerdeyse yok olduğu ortam yerine tam demokrasinin inşası gereklidir.
Bunları artık sadece tarihe not düşmek için yazmayalım… Güzel Ülkemiz daha müreffeh , daha demokratik , daha güzel , daha mutlu ve daha aydınlık günleri hak etmiyor mu ?
Ama en önemlisi ” Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi Adalet gücü bağımsız olmayan bir milletin, devlet halinde varlığı kabul olunmaz.” İlkesini asala aklımızdan çıkarmayalım.
Sevgi ve saygılarımla…