Eyyy!
Âdemoğlu!
Bilen sen!
Topraktan gelip,
Toprağa döneceğini,
Fani olduğunu bildin mi?
Hiç’ ten gelip Hiç'e varacağını,
Aklınla buldun mu sen?
Yükün ağırdır senin,
Sonunu bilen,
Tek cansın.
Lakin bir bak şu hale,
Nefes nefese bir seğirtme,
Altın yığar,
Şan, şöhret kovalar,
Manşetlere kazınsın istersin,
İsmini de, cismini de,
Boşu boşuna.
Şan, Şöhret nidaları,
Sarhoş eder tüm varlığını,
Sanırsın ki,
zaman hiç, akıp gitmeyecek.
Bu ten, bu suret, bu can,
Olduğu gibi hep kalacak.
Oysa bilir elbet,
En sağlam kale duvarları dahi çürür,
En parlak unvanlar, unutulur.
Ne saraylar girer tabuta,
Ne makam giydirirler ebedi uykuda.