Sözüm meclisten dışarı..

Akdeniz’in incisi olarak anılan Mersin…

Eskiden beri masmavi denizi, narenciye kokan sokakları, bereketli topraklarıyla övündüğümüz Mersin..

Fakat bugün bu güzel şehir, giderek kendi güzelliğini boğan bir kirliliğin esiri olmuş durumda. Sahiller çöp yığınlarıyla dolu, dereler plastikle boğuluyor, deniz yüzeyi adeta bir çöplüğü andırıyor. Köşe yazılarına iyi ki fotoğraf koyulmuyor! Konu ile ilgili çarpıcı fotoğraflar  size gerçeği daha iyi anlatabilirdi!!

Mesele sadece çöp tenekelerine atılmayan plastik şişeler ya da sigara izmaritleri değil.

Sorun çok daha derin…

Denize arıtılmadan bırakılan atıklar, gelişi güzel yapılan inşaatlar, hafriyat çuvalları , çöp konteynerlerinin etrafına bırakılan kırık dökük eşyalar,  denetimsiz fabrikalar ve en önemlisi, umursamazlık… Mersin’ de yaşayan büyük bir kesim sanki bu şehir bizim, hepimizin yaşam alanı  değilmiş gibi davranıyor.. Oysa her attığımız çöp, bir sonraki neslin nefesini kirletiyor.

Sahilde sabah yürüyüşünde  manzara, dalgaların kıyıya attığı plastik poşetler, şişeler, ambalaj atıkları..  Bu tablo yalnızca çevre sorunu değil; aynı zamanda sağlık, turizm ve ekonomi sorunu..

Ellerinde süpürgelerle belediye çalışanlarını  gördüğümde “ havanda su dövüyorlar “ diyorum  içimden..

Her yer belediye dolu.. Elini sallasan belediyeye çarpıyor. Sorun o belediye, bu belediye değil. Belediyelerin yeterli temizlik ve denetim çalışması yapmaması, çevre yasalarının gerektiği gibi uygulanmaması, çöplerin toplanma ve geri dönüşüm sistemlerinin yetersizliği de tabloyu ağırlaştırıyor. Çevre yasaları, hava kirliliği, su kirliliği ve tehlikeli atıklar gibi insan sağlığını doğrudan veya dolaylı olarak etkileyebilecek çeşitli çevresel sorunları ele almak üzere tasarlanmıştır.

Tasarlarız, tasa etmeyiz…

Çöpü atan insan, çevreyi kirleten insan ..Atmadan önce düşünmesini beceremeyen yine insan.. Oysa insan düşünen bir varlık.. Attığında kirletmiş oluyorsun, çöpten sen kurtuluyorsun ya gerisinden sana ne ! Zaten belediyeye çöp temizlik vergisi veriyorsun, temizlik çalışanları da maaşlarını alıyor işleri ne temizlesinler!! Değil mi?

Mersin’i yeniden parlayan bir inciye çevirmek istiyorsak, önce elimizdeki bu güzelliğe sahip çıkmamız gerekiyor. Basit bir kural var.. Kirletme! Bu kadar. Ne kadar küçük görünürse görünsün, attığınız her çöp büyük bir sorunun parçası…

Denizlerimizi, sahillerimizi, parklarımızı temiz tutmak bir lütuf değil, bir zorunluluktur. “Pasaklı Mersin” etiketini hak etmeyen bu şehir, bizim bilinçli davranışlarımızla yeniden ışıldayabilir.

Artık ya kirletmeye devam edeceğiz ya da el ele verip Mersin’i yeniden tertemiz bir şehir yapacağız. Karar hepimizin!