“İNSAN SAĞLIĞINI OLUMSUZ ETKİLER”


 

Balık Çiftliklerinin Zararları konulu konferansta konuşan Dr. Nasır Nesanır, çiftliklerde kullanılan yem ve ilaçlara dikkat çekerek “Arıtma sisteminin olmaması ve kimyasalların kullanılması insan sağlığını olumsuz etkiler” uyarısı yaptı.

Mehmet Nabi Batuk

Anamur Çevre Platformu tarafından Belediye Meclisi Salonu’nda balık çiftliklerinin zararları konulu konferans düzenlendi. 9 Eylül Üniversitesi Emekli Öğretim Üyesi Doç. Dr. Enver Yaser Küçükgül ve Mersin Tabip Odası Üyesi Halk Sağlığı Uzmanı Uzm. Dr. Nasır Nesanır’ın konuşmacı olarak katıldığı konferansa Anamur Belediye Başkanı Mehmet Türe, vatandaşlar ve STK temsilcileri katıldı. Konferansta çiftliklerde kullanılan yemlerin ve ilaçların kültür balıklarını tüketen insanlar üzerindeki etkilerini anlatan Mersin Tabip Odası üyesi Dr. Nasır Nesanır “Arıtma sisteminin olmaması ve kimyasalların kullanılması insan sağlığını olumsuz etkiler. Ayrıca balık çiftliklerindeki en önemli sorun ölü balıklardır. Bu balıkların uygun koşullarda imha edilmesi çok önemlidir. Buna yönelik mutlaka bir sistem geliştirilmelidir. Diğer taraftan yetiştirme sürecinde kullanılan antibiyotikler de insanları olumsuz etkileyebilir” diye konuştu.

Konferansın açılış konuşmasını yapan Anamur Belediye Başkanı Mehmet Türe, “Birlikte yaşadığımız Anamur’un denizine, tarımına, çocuklarımızın geleceğine nokta kadar da olsa zarar veren projenin, faaliyetin karşısında dimdik durmak boynumuzun borcudur” dedi. Anamur’a sahip çıkmak ve çocuklara güzel bir gelecek bırakmak için herkesin balık çiftliklerine karşı ortak hareket etmesi gerektiğini söyleyen Türe, “Başta mülki amirimiz, belediye başkanımız, sivil toplum kuruluşu başkanlarımız ve vatandaşlarımız örgütlenerek bu duruşu sergilememiz gerekiyor. Ne kadar örgütlenirsek o kadar ses getiririz ve bu işi engelleriz. Sadece kendimiz için değil, siyasi hesaplar için değil, Anamur’un menfaatini gözeterek bu işe gözümüzü kapatarak karşı çıkmamız gerekiyor.

“KİMYASALLARIN KULLANILMASI İNSAN SAĞLIĞINI OLUMSUZ ETKİLER”

Konferansın diğer konuşmacısı Dr. Nasır Nesanır da ortaya çıkacak kirliliğin insan sağlığına olumsuz etkilerini anlattığı sunumunda, “Arıtma sisteminin olmaması ve kimyasalların kullanılması insan sağlığını olumsuz etkiler. Ayrıca balık çiftliklerindeki en önemli sorun ölü balıklardır. Bu balıkların uygun koşullarda imha edilmesi çok önemlidir. Buna yönelik mutlaka bir sistem geliştirilmelidir. Diğer taraftan yetiştirme sürecinde kullanılan antibiyotikler de insanları olumsuz etkileyebilir” diye konuştu.

 “SORUNLARI ARAŞTIRMAK İÇİN GELEN PARLAMENTERLER 3 KASA BALIKLA ANKARA’YA DÖNDÜ”

Konferansa konuşmacı olarak katılan 9 Eylül Üniversitesi Emekli Öğretim Üyesi Doç. Dr. Enver Yaser Küçükgül; kültür balıkçılığının tarihsel gelişimini anlattı. “Temiz denizi korumanın yolu faydalanma yöntemlerinin sürdürülebilir olmasından geçer” diyen Küçükgül, “Binlerce yıl sonra bile bu su kalitesini koruyacak tedbirleri şimdiden almamız lazım. Denizden beslenme konusunda da yararlanıyoruz ve yiyeceğimiz balığın sağlıklı, doğal olması lazım. Ama orada deniz tabanında kot 8 buçuk metre yükseldiği için oraları terk etmek zorunda kaldılar. Bu konuda çok tartışmalar yaşandı. Meclis Araştırma Komisyonu kuruldu. İki otobüs dolusu parlamenter, araştırma raporları hazırlamak için Bodrum civarındaki balık çiftliklerini ziyaret ettiler. Dönerken her biri 3 kasa balıkla Ankara’ya döndü. Sonunda bakan Osman Pepe bu yüzden gitti” diye konuştu.

“BİRDEN ÇOK BASKI ALTINDAYIZ”

Küresel iklim değişikliğine bağlı olarak denizlerdeki sıcaklık artışının doğal balık miktarını da azalttığını söyleyen Küçükgül, “Özellikle bizimle aynı enlemde olan ülkelerde doğal balıkların azaldığını görüyoruz. Sıcaklık arttıkça Akdeniz çölleşiyor. Bunun etkilerini şimdilerde görmeye başladık. Denizlerimizde tropik denizlerde istenmeyen balık türleri çoğalmaya başladı. Arslan balığı, balon balığı, daha bilmediğimiz mikroorganizma düzeyinde pek çok canlı ısı artışıyla denizlerimize taşınmaya başladı. Bu da doğal türlerin iyice azalmasına yol açıyor. Dolayısıyla birden çok baskı altındayız” dedi.

“KIYILARINIZDA BÖYLE BİR FAALİYETE İZİN VERMEMENİZ GEREKİR”

Balık çiftlikleri için “Balıklar ihraç ediliyor, atıkları bize kalıyor” diyen  Küçükgül; “Bir kilo balık eti yiyebilmek için kaç kilo yem vermemiz lazım? Satışta olanlar özellikle levrek ve çipuradır. Bunlar etçil balıklardır, et yemesi gerekir. Eti et olarak vermiyorlar, et kimyasal işlemden geçirilerek yem yapılıp veriliyor. Etle beslenen balıkların başında orkinoslar gelir. Türkiye’de orkinos yiyen var mı? Hiç sanmıyorum. Binlerce ton orkinos bu denizlerde yetiştirilir, atıkları burada bırakılır, uzak doğuya suşi yapımına götürülür. Bir havuza 880 kilo besin maddesi verdiğinizde buradan satışa göndereceğiniz balık ancak yüzde 23'üne tekabül eder. Yani 200 kilo civarında. Geri kalanı nerde? Atık, dışkı, su içerisinde çözünenlerle bu yemin yüzde 50'den fazlası dağılır. Buraya balık çiftlikleri kurmak isteyen işletmelerin ÇED hazırlık dosyaların incelerseniz, 3 ayrı senaryo halinde yılda kaç ton yem vereceklerini, ne kadar balık üreteceklerini ve bunun ne kadarının deniz tabanına ulaşacağını yazıyorlar. Eğer siz bundan memnunsanız ÇED toplantısında ‘yapın’ dersiniz. Ama bu bırakılan kimyasallar doğal sistemi, diğer türleri, deniz suyunu bozucu etkileri olabileceğini tahmin ediyorsanız kıyılarınızda böyle bir faaliyete izin vermemeniz gerekir” şeklinde konuştu.


   

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!


  HABERCİ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  HABERCİ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 




  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER
 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinhaberci.com © Copyright 2016-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA