SONER AYDIN

16 Nisan 2017 Referandumu oylaması sırasında Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) mühürsüz oyları geçerli saymasına tepki gelmiş, yurt genelinde eylemler olmuştu. CHP Gençlik Kolları Başkanı’nın çağrısıyla 18 Nisan’da Mersin’de de eylem düzenlendi. Eylemin ardından CHP Mersin Gençlik Kollar İl Başkanı Ethem Güzel, CHP Erdemli Gençlik Kolları İlçe Başkanı Bekir Kamil Çağlayan, önceki dönem CHP Mersin Gençlik Kolları İl Başkan Yardımcısı Fırat Yıldız ve Mehmet Reyhan hakkında Cumhurbaşkanı’na hakaret ettik gerekçesiyle soruşturma açıldı. 

4 GENCE DE CEZA ÇIKTI!
Mersin 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya CHP’li gençler hazır bulundu. Çok sayıda avukatın müdahil olduğu duruşmaya partililer yoğun katılım gösterdi. TCK’nın 299. maddesinden haklarında dava açılan gençler, mahkemedeki ifadelerinde üzerlerine atılı suça kabul etmedi. Söylediklerinin ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan gençler, beraatlarını talep etti. CHP gençlerin savunmasını üstlenen avukat Adnan Gündoğdu da ifade özgürlüğüne vurgu yaparak gençlerin beraatını talep etti. Duruşmaya 5 dakika ara veren mahkeme hakimi aranın ardından kararı açıkladı. Gençleri TCK’nın 299/1 ve 2. maddesinden cezalandıran hakim, 11 ay 20’şer gün hapis cezası verdi. Daha önce sabıkası olmayan ve suçu ilk kez işleyen Ethem Güzel, Bekir Kamil Çağlayan ve Fırat Yıldız’ın cezası geriye bırakıldı. Mehmet Reyhan’ın ise daha önceden başka bir suçu bulunması gerekçesiyle cezasında indirime gitmedi ve 1 yıl 2 ay hapis cezası verdi. 

“HAKİM VE SAVCILAR YOĞUN BASKI ALTINDA KARAR VERİYOR”
Davanın ardından gazetemize açıklamalarda bulunan Avukat Adnan Gündoğdu, hakim ve savcıların kararları baskı altında verdiğini savundu. Türkiye’de hukuk devleti ve demokrasi anlayışının zedelendiğini dile getiren avukat Gündoğdu, “Artık parti devleti anlayışına doğru gidiyoruz. Hiçbir dönemde olmadığı kadar Cumhurbaşkanı’na hakaret davaları açılıyor. Emniyet Müdürlüklerinin güvenlik şube birimleri sadece ve sadece siyasiler hakkındaki bu eleştiri yazılarını sosyal medyadan da araştırıyorlar, inceliyorlar. Bunların içinde en küçük eleştiriyi bile hemen hakaret nitelendirmesi ile Cumhuriyet Savcılıklarına suç duyurusunda bulunarak davalar açılmasını sağlıyorlar. Cumhurbaşkanımızın önceki günkü açıklamasından anlaşılacağı üzere Türkiye’de aksi sesleri, muhalif sesleri bastırmanın, susturmanın, sindirmenin bir yoludur. Bugün artık Cumhuriyet Savcıları bir sopa gibi kullanılarak toplumun muhalif kesimleri hizaya getirilmeye çalışılıyor. Bugünkü dava da bu anlayışın, bu uygulamaların bir yansımasıdır. Yargının bağımsız olduğuna inanmıyorum. Hakim ve savcı arkadaşlarımız vicdanlarına uygun olarak karar veremiyorlar. Onlar da yoğun bir baskı altındalar. Yargı da artık iktidarın emri altına girmiş, siyasallaşmış durumda” dedi.