AVUKATLARDAN ‘KADINA ŞİDDETE’ TEPKİ


 

Mersin Barosu Kadın Hakları Merkezi üyesi kadın avukatlar, Diyarbakır’da katledilen meslektaşları ve artan şiddete karşı bir araya geldi. Kadın avukatlar, yetkilileri samimi ve ciddi bir çalışma yapmaya çağırdı.

SONER AYDIN

TÜBAKKOM ve Mersin Barosu Kadın Hakları Merkezi kadına yönelik şiddete karşı ortak basın açıklaması düzenledi. Mersin Barosu’nda yapılan açıklamada, yetkililere etkin çalışma çağrısı yapıldı. Merkez adına açıklama yapan avukat Şirin Güner, Diyarbakır Barosu üyesi avukat Müzeyyen Boylu ve Aydın ile İzmir’de katledilen 2 kadının üzüntüsünü yaşadıklarını söyledi.

“YETKİLİLER ŞİDDETLE MÜCADELEDE BAŞARISIZ”
Eğitimli kişiler arasında yaşanan bir boşanma davasının bile kadın cinayetiyle sonuçlanmasının, kadına şiddetin geldiği vahim durumu ortaya koyduğunu belirten Güner, “Bu cinayet bize kadına karşı toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin, ayrımcılığın geldiği noktayı acı bir şekilde göstermektedir. Konu kadın olduğunda sosyal, ekonomik ve eğitim farkının olmadığını görmek son derece rahatsız edici bir durumdur. Bu cinayet bize kral çıplaktır demektedir. Son yıllarda kadınlara yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin artması sistemde birçok yanlışın olduğunu bize göstermektedir. Yetkililerin şiddetle mücadelede başarı gösteremediği bir sonuç olarak karşımızdadır. Sistemin kadını korumadığı, önleyici ve koruyucu tedbirlerin etkisiz olduğu bir gerçektir. Özellikle son zamanlarda boşanma davalarının ve nafaka taleplerinin kadına karşı şiddeti arttırdığı yönünde kamuoyunda yaratılan algı kadına karşı şiddetin artmasına yol açmıştır. Bu tehlikeli durumun derhal sonlandırılması için yetkilileri göreve davet ediyoruz. Kadın şiddetini artıran nedenler boşanma davalarının açılması veya nafaka talepleri değildir. Kadına karşı şiddeti artıran nedenlerin başında toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmaması ve kadını özgür bir birey olarak değerlendirmeyip onu aile içerisinde sadece bir eş, bir anne, bir kardeş rolü ile sınırlı olarak gören ve göstermeye çalışan zihniyet gelmektedir. Bu nedenle yetkililerin samimi ve ciddi bir şekilde; kadına bakış açıcını değiştirmek için toplumsal zihniyet dönüşümünü sağlayacak çalışmalar yapması zorunluluğunu bir kez daha önemle ifade ediyoruz. Meslektaşımız Av. Müzeyyen Boylu’nun öldürülmesini kınıyor, ailesine; başta Diyarbakır Barosu olmak üzere tüm meslektaşlarımıza başsağlığı diliyor, davanın takipçisi olacağımızı beyan ediyoruz. Mersin Barosu Kadın Hakları Merkezi olarak, dün olduğu gibi bugün de kadının insan haklarının sağlanması için mücadelemizi kesintisiz sürdüreceğimizi kamuoyuyla paylaşıyoruz” dedi.

“DOLMUŞTA YAŞANAN ŞİDDETİN TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ”
Önceki gün Mersin’de bir dolmuş içerisinde yaşanan kadına şiddete dair açıklama yapan Mersin Baro Başkanı Bilgin Yeşilboğaz ise, kadına ve çocuğa yönelik şiddetin önlenemediğini söyledi. Toplumun duyarsızlaştığını, minibüste yaşanan şiddet olayına kimsenin müdahale etmediğini belirten Baro Başkanı Yeşilboğaz, “Kadına uygulanan şiddeti gördük ve hiç kimse müdahale etmiyor. Toplumsal olarak duyarsızlığımızı da, müdahale etmeyi de, empati kurmayı da yitirmişiz. Kadına ve çocuğa şiddet bir hak olarak görülüyor. Kadın bizim malımız değildir. Derhal yetkililerin bu olaya el atması gerekiyor. Biz de bu olayın takipçisi olacağız. Mersin Barosu, gerek insan hakları olarak, gerek kadın hakları olarak bu olayın takipçisi olacağız. İlgili kişinin en ağız cezayı alması için elimizden geleni yapacağız. Bu Kabahatler Kanunu’na göre, geçiştirilecek bir suç değildir. Cezalandırılması, insanlığa karşı işlenen bir suç olması şeklinde nitelendirilerek, ona göre ceza verilmesi gerekiyor. Hiçbir insan şiddeti hak etmez. Kendimizi ifade etmeyi bilmiyoruz. İnsanlar arasındaki diyaloğu yitirdik. Bunun için bir an önce toplumsal rehabilitasyona mı girmemiz gerekiyor, toplum merkezleri mi açmamız gerekiyor? Bize göre öncelikle eğitim, rehabilite merkezleri ve cezalandırmaların niteliği acil değiştirilmesi gerekiyor. Bu konuda Mersin Barosu olarak, gerekli girişimler yapacağız. Kamuoyuyla da bunu saygıyla paylaşıyoruz. Şüphelinin gözaltına alınıp alınmadığını Kadın Hakları ve İnsan Hakları Merkezimiz araştırıyor. Bu olaya müdahil olacağız. Umarım ilgili kişi de bunu aile arasındaki bir şiddet olarak görmez. Kadına, insana karşı bir şiddet olarak görür ve olayın takipçisi olur. Biz de onunla beraber bu hukuksal mücadeleyi sürdürebiliriz. Önemli olan, insana, canlıya şiddeti ortadan kaldırmamız, en aza indirmemiz gerekiyor. İnsanlar artık kendi canlarına kıyabilecek şekilde cinnet geçiriyorlar. Dün iş bulamadı diye, bir vatandaşımız Gaziantep Belediyesi önünde kendisini yaktı. Bu çok ciddi, trajik bir olaydır. Avukat arkadaşlarımız, ekonomik nedenlerle kendi canlarına kıymaya başladılar. Toplumda ciddi trajik olaylar yaşanmakta. Bir an önce bunu artık, bir çözüme kavuşturulması gerekiyor. Ülkeyi sürekli gerilim halinde tutamazsınız. Siyaset sürekli gerilim içerisinde olduğu zaman, bu ister istemez topluma yansıyor. Erkelerin dillerini kullanırken, uzlaşı, birleştirici, hoşgörülü dil kullanması gerekiyor. Ötekileştirici dilden bir an önce erklerin vazgeçmesi gerekiyor. Siz bunu yaparsanız, tabandaki vatandaş daha beterini yapar. Bu nedenle hepimizin söylemlerine çok dikkat etmesi gerekiyor. Toplumsal şiddetin önüne hep birlikte nasıl geçebiliriz, amasız, fakatsız oturup bunun çözüm yollarını aramamız gerekiyor. Bizim şu anda en birincil görevimiz toplumsal şiddeti önlemektir” diye konuştu.



   

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!


  HABERCİ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  HABERCİ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 




  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER
 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinhaberci.com © Copyright 2016-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA