BU DÜZEN DEĞİŞECEK!


 

Mersin’de 1 Mayıs temsili de olsa kutlamaya izin verilmezken emek örgütleri Cumhuriyet Alanı’nda polis barikatı arkasında “Bu düzen değişecek!” mesajı verdi.

AYŞENUR ÖNAL

Mersin’de 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Bayramı polis baskısı nedeniyle aynı meydanda iki farklı noktada kutlandı. Sadece 10 kişinin Cumhuriyet Meydanı’na girmesine izin veren polisler, 30 kişinin meydana girmesine izin vermedi. Uzun süren tartışmalara, alınan koruyucu önlemlere rağmen izin alamayan kurum ve sendika temsilcilerinden yaklaşık 30 kişi polis barikatının ardından sosyal mesafeyi koruyarak 1 Mayıs’ı kutladı.

Alana girmesine izin verilmeyen kişiler polis barikatının arkasında 1 Mayıs Marşı’nı söyledi. ‘Emekçiye değil, sermayeye barikat’, ‘Yaşasın 1 Mayıs’, ‘Biji 1 Gulan’ gibi dayanışma sloganları atan insanlar, polisin sık sık müdahalesine rağmen alanı terk etmedi. Sağlık Emekçileri Sendikası Şube Başkanı Yılmaz Bozkurt ise, öncelikle sağlık emekçilerinin taleplerini yeniledi. Ardından bugün akşam saat 21.00’da balkonlardan 1 Mayıs coşkusunun yaşanacağını belirten Bozkurt,  halkı destek vermeye çağırdı.

“İNSANCA YAŞAMAK İÇİN ÜRETECEĞİMİZ YENİ BİR TOPLUMSAL DÜZENİ EMEK VE BİLİMLE KURACAĞIZ!”

Alana girilmesine izin verilen 10 kişilik kurum ve sendika temsilcileri basın açıklaması düzenledi. Basın açıklamasını Mersin Emek ve Demokrasi Platformu adına DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası Mersin Şube Başkanı Kemal Göksoy okudu. “İnsanca yaşamak için üreteceğimiz yeni bir toplumsal düzeni emek ve bilimle kuracağız!” diye konuşmasına başlayan Göksoy, “Bizler bu ülkenin işçileri, emekçileri, kamu emekçileri, mühendisleri, mimarları, hekimleri, aydınları, akademisyenleri, sanatçıları, gençleri, kadınları, emeklileri.  Bizler bu dünyanın tüm değerlerini ve güzelliklerini, alın terimizle, aklımızla, bilgimizle, kısacası emeğimizle üretenler. 2020 1 Mayıs’ında her yıl olduğu gibi umutlarımızla, bilincimizle ve dayanışmamızla bir aradayız” dedi.

“BU DÜZEN, BİZİ ÜRETİMDEKİ HERHANGİ BİR ARAÇ GEREÇTEN FARKSIZ BASİT BİR META OLARAK GÖRÜYOR”

On yıllardır dünya halklarına sınırsız bir emek ve doğa sömürüsü, savaşlar, ekonomik krizler, artan eşitsizlikler, yoksulluk, işsizlik dışında hiçbir şey sunulmadığını belirten Göksoy, “Bu düzen küresel salgın ile beraber büyük bir uygarlık krizi yaşıyor. Kapitalist sistem insanlığın, doğanın ve yaşamın üzerine çöküyor, bu düzenin çarkları bizleri, dünyanın tüm değerlerini ve güzelliklerini üretenleri insanca yaşatmak için kurulmamış. Salgın koşullarında bile zorunlu olmayan işlerde, fabrikalarda, atölyelerde, kamu kurum ve kuruluşlarında, şantiyelerde çalışmamızı dayatan; zorunlu işlerde gerekli önlemleri almadan bizleri çalıştıran bu düzen, bizi üretimdeki herhangi bir araç gereçten farksız basit bir meta olarak görüyor. Artık daha net görüyoruz ki, insani ihtiyaçlarımız için üretmiyoruz, insanca yaşamak için üretmiyoruz, toplumun geniş kesimlerine daha iyi bir yaşam kurmak için üretmiyoruz. Sadece ve sadece sermayenin bu akıldışı düzeninin çarkları dönsün diye üretiyoruz” diye konuştu.

“BİZ YENİ BİR TOPLUMSAL DÜZEN İSTİYORUZ”

Göksoy konuşmasını şöyle sürdürdü; “İşte 2020 1 Mayıs'ı bu gerçekliğin en çıplak haliyle görüldüğü ve bunun karşısında işçi sınıfının başka bir dünya, yeni bir toplumsal düzen iradesinin dünya çapında haykırıldığı bir kırılma anı olarak tarihe geçecek. Biz yeni bir toplumsal düzen istiyoruz. Eğer bugün biz emekçilerin egemen olduğu bir düzen olsa idi salgına karşı toplumun sağlığını, işini ve geçimini koruyacak gerçek bir mücadele verirdik.”

İŞÇİ SINIFI EGEMEN OLSAYDI NASIL OLURDU?

Eğer düzen böyle olmasaydı bunun alternatifinin işçiden, emekçiden yana olacağını belirten Göksoy, emekçiler egemen olsaydı atacakları adımları saydı. Göksoy’un saydığı adımlar şu şekilde;

“Temel, zorunlu ve acil mal ve hizmet üreten işler dışında bütün işlerde salgın süresince çalışma acilen durdurulurdu. Çünkü yaşamaktan, insandan daha önemli hiçbir şey olmazdı.  Salgın süresince herkesin işi ve geçimi devletin güvencesinde olurdu. İnsanlar yaşam savaşı verirken elektrik, su, doğalgaz faturalarından KDV, kredilerden faiz toplamak asla akla gelmeyeceği gibi, temel ihtiyaçlar salgın riski boyunca devlet tarafından karşılanırdı. Tümüyle kamu kontrolündeki sağlık kuruluşları, yurttaşların tamamına, istisnasız ve ön koşulsuz bütünüyle parasız sağlık hizmeti sunardı. Salgına karşı önlemler üç beş patron örgütü ile değil, işçilerle, kamu emekçileriyle, hekimlerle, mühendislerle, akademisyenlerle beraber belirlenirdi. Ölçü patronların karları değil aklın ve bilimin ışığında toplumun korunması olurdu. Başta hekimler, sağlık ve belediye çalışanları olmak üzere tüm zorunlu işlerde çalışanlar haftalarca koruyucu ekipman beklemez, insanlarımızın ölümü ve hastalanması engellenirdi. Tüm kadınlara iş ve gelir güvencesi sağlanır, evde kalınan dönemlerde ev içi şiddetin önlenmesi için devlet etkin önlemler alırdı. Tek kişinin dediği ferman olmaz, muhtarından belediyesine tüm kamu kurumları ile işbirliği içinde bir mücadele yürütülür, maskesinden ekmeğine tüm ihtiyaçlar beraber karşılanır, siyasi rekabet değil halkın sağlığı öncelikli olurdu.”

“DÜZENİ EMEKTEN, DEMOKRASİDEN, BARIŞTAN YANA DEĞİŞTİREBİLİRİZ”

Anlatılanların hayal olmadığını belirten Göksoy, “İnsanlık tarihi boyunca egemenler, toplumun çoğunluğunun çıkarına bir düzenin mümkün olmadığını anlattılar ve yalan söylediler. Bugün görüyoruz ki, asıl mümkün olmayan, asıl akıldışı olan bu düzendir. Toplumları hastalığa, dünyayı ekolojik krizlere, üretenleri açlığa, işsizliğe, güvencesizliğe mahkum eden bu düzen Türkiye ve dünya halklarının sırtında bir yüktür. Bu düzenin çarkları bizim emeğimizle, aklımızla, bilgimizle dönüyor, öyle ise biz bu düzeni emekten, demokrasiden, barıştan yana değiştirebiliriz. Biz emekçiler sermaye değil halk egemenliğini esas alan, sömürüye karşı emeğin haklarını koruyan, toplumsal zenginliğe el koyan yüzde 1’in değil toplumun yararını esas alan yeni bir toplumsal düzeni kurmak için seferber olacağız” dedi.

“YENİ BİR TOPLUMSAL DÜZENİ EMEK İLE BİLİM İLE KURACAĞIZ!”

1 Mayıs’ta başka bir düzenin mümkün olduğunu haykıran Göksoy, “İnsan onuruna yaraşır bir iş ve ücret, kamusal sosyal güvenlik ve sendikal hakların eksiksiz güvence altına alındığı yeni bir toplumsal düzen kuracağız. Demokrasinin ve ifade özgürlüğünün tahrip edilmediği yeni bir toplumsal düzen kuracağız. Her türlü ayrımcılığa, cinsiyetçiliğe ve ötekileştirmeye karşı eşit yurttaşlığın, yurtta, bölgede ve dünyada barışın benimsendiği yeni bir toplumsal düzen kuracağız. 2020 1 Mayıs'ında tarihin bu kırılma anında ilan ediyoruz: Birliğimizi, mücadelemizi ve dayanışmamızı böylesi bir toplumsal düzeni kurmak için güçlendireceğiz. Yeni bir toplumsal düzeni emek ile bilim ile kuracağız!” dedi.



   

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!


  HABERCİ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  HABERCİ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 




  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER
 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinhaberci.com © Copyright 2016-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA