EBUBEKİR BAĞCI-SONER AYDIN
Bu yıl mezuniyet heyecanı yaşayacak üniversite öğrencilerinden kimisi okulundan ve bölümünden memnun iken bazılarının ise hiç umudu yok. Mersin’in sosyal ve kültürel açıdan zengin bir şehir olduğunu dile getiren öğrenciler, ancak üniversitelerinin ise sosyal, kültürel faaliyetler açısından yetersiz ve eksik olduğunu söylediler.
“OKUL BANA ÇOK ŞEY KATTI”
Adıyaman’dan Mersin’e üniversite okumak için gelen MEÜ Jeoloji Mühendisliği Bölümünden öğrencisi Bektaş Acıpayam, “Bu okul bize çok şey kattı” diyerek, okula başladığında hayata bakışının çok farklı olduğunu şimdi ise daha farklı bir bakış açısına sahip olduğunu söyledi.
“İlerlemiş durumdayız” diyen Acıpayam, “Mezun olduğum bölümün istihdam olanakları biraz sınırlı o yüzden biraz memnuniyetsizlik var. Ama Mersin güzel çok güzel. Sosyal açıdan gelişmiş bir şehir. Öğrencilere sunduğu imkanlar iyi ama daha da gelişebilir. Üniversite ise akademik yönden yeterli düzeyde değil, daha da gelişmelidir” dedi.
“YENİ BİR HAYAT BİZLERİ BEKLİYOR”
MEÜ Çevre Mühendisliği Bölümü son sınıf öğrencisi Mustafa Akan da, fakültesinin yaşadığı laboratuar eksikliğinden şikayetçi oldu. Yaptıkları testlerin cihaz eksikliğinden dolayı yanlış sonuçlar verdiğini kaydeden Akan, bölümünü ise severek okuduğunu kaydetti.
Mersin’e ise ilk defa üniversite eğitimi için geldiğini belirten Akan, “Gelmen önce deniz şehri olarak Mersin adına güzel ifadeler duymuştum. Geldikten sonra da karşımda güzel bir şehir buldum ve ‘iyi ki de yazdım’ dedim. Ancak umduğum kadar iyi bir üniversite bulamadım.
Örneğin kendi bölümümün laboratuar eksikliği var, tam donanımlı değil. Bu yüzden yaptığımız sonuçlar hata verebiliyor. Onun dışında biraz sosyal aktivite eksikliğimiz var. Bunlar ikinci dönemlerde bahar şenlikleri ile telafi edilmeye çalışıyorlar ancak eksiklik olduğunu düşünüyorum. Mersin’e de zaten bu yakışır. Bence okulumuzun eğitim kalitesinin başka üniversitelerden hiçbir farkı yok. Burada farkı yaratanın öğrenci olması lazım. İstanbul’daki ile Mersin’deki öğrencinin farklı bir eğitim gördüğünü düşünmüyorum. Konular aynı dediğim gibi burada fark yaratacak öğrencidir” dedi.
DERSLERDE BENİ GELİŞTİRECEK VERİM YOK
Mersin Üniversitesi Almanca Mütercim ve Tercümanlık Bölümü öğrencisi Yakup Kılıç da, ilk başlarda okuduğu bölümden memnun olduğunu ancak zamanla aldığı derslerin kendisi için yeterli birikim sağlamaya yetmediğini söyledi. “Okula ilk başladığım kendimi derslerle ilgili geliştirmeyi, dili daha iyi kullanabileceğimi ve kültürel açıdan kendimi daha da gelişebileceğimi düşünüyordum. Hatta üniversitenin, uyum senkronizasyonumu arttıracağına inanıyordum. Ancak maalesef bu konuda başarılı olamadılar. Okulun eksikleri çok fazla. Örneğin tesisler 2-3 kafeteryadan oluşuyor. Sosyal aktivite yapılacak yerler yok. Sportif aktivite veya gezi yapılabilecek yerler yok denecek kadar az. Üniversite ortamı yaşanmıyor. Ne yazık ki; Üniversite Yaşamına Giriş dersinden ibaret bir üniversite buldum karşımda. Okulun eğitim kalitesi ile ilgili ise bazı bölümler çok iyi eğitim veriyor ancak bazı bölümler sırf ismiyle kalmış, alt yapı yok” diye konuştu.
“GÜZEL BİR MEZUNİYET BENİ BEKLİYOR’’
Mersin Üniversitesi Almanca Mütercim ve Tercümanlık Bölümü son sınıf öğrencisi İnci Arslan ise arkadaşı Yakup Kılıç’ın aksine derslerin kendisine yeterli birikimi sağladığını ve okuduğu bölümden memnun olduğunu söyledi. “Okuduğum bölümden gayet memnunum, beklediğim performansı sağladılar. Güzel bir mezuniyet beni bekliyor. Ben zaten Mersinliyim, bütün hayatım burada geçti. Okul da eğitim açısından gayet iyi, gerek öğrenciler olsun gerek hocalar her şey dört dörtlük. Okulumdan, üniversitemden gayet memnunum. Mersin Üniversitesi, ODTÜ’ye rakip bile olabilir. Sosyal alanların da yeterli olduğu inancındayım. Ben bu alanları sıklıkla kullanıyorum” dedi.
“BENİM YAŞADIĞIM ŞEHRİN SOSYAL HAYATI DAHA FAZLA”
Mersin Üniversitesi Radyo, Sinema ve Televizyon Bölümü son sınıf öğrencisi Demet Sağlam da, Mersin’i çok beğendiğini, hayatın ucuz olmasının öğrenciler için avantaj olduğunu söyledi.
Ancak ikamet ettiği kentle kıyasladığında sosyal aktivitelerin yetersizliğinden dem vuran Sağlam, “Mersin, güzel bir Akdeniz şehri, gerçekten yaşanılabilecek bir bölge. Öğrenciler için de ideal ama tabii ki avantajları da var. Örneğin sosyal, kültürel hayatı çok gelişmemiş. Bu anlamda Mersin’den beklentim daha yüksekti. Fakat kent, bu beklentimi karşılayamadı.
Fakülte anlamında hocalarımdan memnunum. Zaten yazarak, isteyerek gelmiştim bu nedenle keyifle okudum” diye konuştu.
“İŞ OLANAKLARI REFERANSLAR ÜZERİNDEN YÜRÜYOR”
Sağlam, iş olanaklarının da referanslar aracılığıyla mümkün olduğunu belirterek, “Benim sektörüm açısından iş olanakları çok geniş gibi görünse de, sistem daha çok referanslar üzerinden yürüyor. Çalışma koşulları çok ağır, maddi anlamda da getirisi düşük. Ek işlere yöneliyoruz ama onun dışında yapabilecek bir şey yok. Tabi uğraşmadan, çabalamadan hiç bir şey olmuyor. Uğraşarak çabalayarak bir yerlere gelmeye çalışacağız. Ama sosyal anlamda da imkanlar, ortam yeterli değil. Eğlenceler, yarışmalar, festivaller yapılabilir. Ayrıca tekseslilik olduğunu düşünüyorum, genelde bu etkinliklerde tek seslilikten ziyade herkese hitap eden, herkesin cezp edecek organizasyonlar olmalı” şeklinde konuştu.
“ÜNİVERSİTELER, SOSYAL AKTİVİTE AÇISINDAN ÇOK KISIR”
Toros Üniversitesi İşletme Yönetimi son sınıf öğrencisi Eser Gündüz de, Toros Üniversitesi ile Mersin Üniversitesi arasında bir kıyaslama yaparak, iki üniversitenin de sosyal faaliyet alanlarının yetersizliğinden şikayet etti .Öğrencilerin zamanlarının çoğunu kafeteryalar ve alışveriş merkezlerinde geçirdiğini söyleyen Gündüz, “Sadece kendi üniversitem değil, Mersin Üniversitesi de sosyal aktivite açısından çok kısır yerleşkelere sahip. Tiyatro, konser ve benzeri aktiviteler açısından çok sınırlılar, üretim yok denecek kadar az durumda” diye konuştu.