EREN KAVVAS
Mersin Görme Engelliler Spor Kulübü Derneği Başkanı Mehmet Şükrü Demir, gazetemize verdiği röportajda engellilerin sorunlarını gün yüzüne çıkarttı. Başkan Demir, “Bizim engellerimiz var ama bu engellerin bir kısmını gidermek de sizin elinizde!” diyerek yaşadıkları sorunları paylaştı.
Soru: Baston yolları yapılıyor. Bu yollar size klavuz oluşturabiliyor mu? Yeterli mi?
M. Ş. Demir: Baston yolları yapılıyor ama ya ağaca ya direğe çıkıyoruz. Baston yolunda ağaçlara veya direklere çarpmadık diye sevinirken bu sefer de karşıdan karşıya geçmek isterken baston yoluyla caddenin kesiştiği yerde araba park etmiş oluyor. Ve çok komiktir bu park edenler sadece vatandaşlar değil. Parkedenler arasında resmi plakalı polis ve belediye arabaları da var.
Soru: Toplu taşıma araçlarında veya trafikte sorun yaşıyor musunuz? Yaşıyorsanız bunlar nelerdir?
M. Ş. Demir: Görme engellilerin en büyük yardımcısı beyaz bastondur. Ama ne yazık ki insanların çoğu beyaz bastonun ne işe yaradığını ve ne anlam taşıdığını bilmiyor. Trafik polislerinin bazıları bile bu ne işe yarıyor diye soruyorlar. Karşıdan karşıya geçerken bastonumuzu havaya kaldırdığımızda yol hakkı bize geçmesi gerekiyor. Yani bizim gözümüzün kapalı anlamına geliyor. Bunu sürücülerin çoğu bilmiyor. Bu nedenle de görme engelli arkadaşlarımız trafik kazası geçiriyorlar. Araçlar bize çarptığında ya da ani fren yaptıklarında bize kızarak, ‘Geldiğimi görmüyor musun? Kör müsün?’ diyorlar. Bu nedenle trafik ışıklarında sesli sisteme geçilmesi gerekiyor. Bu sayede biz ne zaman karşıdan karşıya geçeceğimizi daha iyi anlamış oluruz. Ayrıca bastonumuzla otobüse biniyoruz. İnmek istediğimiz zaman otobüs şoförü ‘arkadan in!’ diyor. Bu baston bizim simgemiz. Bunu bütün soförlerin bilmesi gerekiyor. Eğitim verilmesi gerekiyor.
Soru: Sesli durak sistemi hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?
M. Ş. Demir: Ayrıca sesli durak sistemi de getirilmesi gerekiyor. Bir ara vardı ama sonra sesli durak sistemi ya bozuldu ya kaldırdılar. Şoför arkadaşlara dert yandığımızda ise ‘kafam şişti’ cevabını alıyoruz. Aslında bu sesli sitemler bütün vatandaşların çıkarına olan bir sistem. Kente yabancı olan insanlar toplu taşıma araçlarından ne zaman ineceklerinde zorlandıkları zaman, sesli durak sistemiyle nerede ne zaman ineceklerini bilebiliyorlar. Yani kısacası bizim engellerimiz var ama bu engellerin bir kısmını gidermek de sizin elinizde.
Soru: Engellilerin geçim durumundan bahseder misiniz?
M. Ş. Demir: Biz engellilerin engellerinin bir nebze olsun kalkması için belediyeler olsun devlet olsun bazı girişimler yapıyor. Biz de o girişimleri yapılanları destekliyoruz ama daha sonrasında bu yapılan şeylerin devamı gelmiyor hatta içi de boşaltılıyor. 3 aydan 3 aya biz engelliler maaş alıyoruz. Bu maaş da 800-1500 TL arasında değişiyor. Bu maaşlara son yıllarda bir dizi düzenlemeler getirerek bir çok engelli arkadaşımızın 3 aydan 3 aya aldığı engelli maaşları kesilmeye başladı. Eve yapılan kontrollerde sudan bahanelerle evde bakım ücretleri de kesilmeye başladı. Evde seccade gördükleri takdirde bile ‘sen namaz kılabiliyorsun senin engelin yok’ diyerek komik bir şekilde kesintilere başlıyorlar. Başka bir örnek verecek olursam bakıcı pazara ya da eczaneye gittiği zaman ‘senin bakıcın yok’ diyerek yine kesintiere başlıyorlar. Bunun gibi daha birçok örnek var. Bunların bazılarını ben bazılarını da engelli arkadaşlarım bire bir yaşadı.
Soru: Görme engellilerin okulu var mı?
M. Ş. Demir: Aydınlıkevler’de birinci sınıftan dördüncü sınıfa kadar olan görme engellilerin okuduğu bir okulumuz var. O da yetersiz. Çocuklarımız orada eğitim görmek zorunda kalıyorlar. Çünkü görme engelli sınıfında birebir çalışmalar yapmak gerekiyor. Beşinci ve sekizinci sınıflar arasında ders veren okulumuz yok. Görme engelliler öğretmeni olarak her branşta öğretmenimiz mevcut. Bu öğretmenlerimizi bir okulda toplayarak beşinci sınıfan sekizinci sınıfa kadar eğitim verilebilir. Maalesef bunu da sağlayamıyoruz.
Soru: Görme engellilerin meslek öğrenme ya da işe girme imkanları nasıl?
M. Ş. Demir: Kendimiz görme engellilere santral, bilgisayar kursları açıyorduk. İŞKUR projeleri yapıyorduk. Şuanda İŞKUR müdürümüz bize proje vermiyor. Gerekçe olarak kendilerinin açacağını söylüyor. Halk Eğitim’le birlikte kurslar açıyorduk ama Halk Eğitim’in son düzenlemelerine göre ‘dernekler kurs açtığı zaman ancak usta öğretici ücretini ve diğer ücretleri kendileri karşılasın’ diyor. Bizim öyle bir finansmanımız yok. Sonrasında da sertifika vereceklerini söylüyorlar.
Soru: Engellilerin memur olması için çalışmalarınız var mı? Varsa atanma ve başarı oranınız nasıldır?
M. Ş. Demir: Görme engelli ve diğer engelli arkadaşlarımızın KPSS sınavına hazırlanmaları ve memur olabilmeleri için en az 4 branşta kurs açıyorduk. Onun da önünü tıkayarak kendilerinin açacaklarını söylediler. Bizim açtığımız kurslarda 15 kişi işe yerleşirken, onların açtığı kurslarda ancak 2 kişi işe girebildi. Bunun da sonucundan anlaşılacağı gibi bize sorulmadan yapılan işler bize kazanç olarak geri dönmüyor. Belediyeler de kendi çaplarında engellilere kurs veriyorlar ama içi boş. Engelli Daire Başkanlığı kuruldu ama içi yine boş. Bizim amacımız bağcıyı dövmek değil; üzüm yemektir. Diğer illerle oranla Mersin’de gerek zihinsel, görme, işitme, bedensel engelli sayısı daha fazla. Bu yüzden kamu kurum ve kuruluşlarımızın, özel sekörün bunu dikkat etmesi gerekiyor. İnşallah bir gün Mersin’imizde de güzel şeyler olacağını ümit ediyorum.
Soru: Mersin’deki görme engelli dernekleri nelerdir?
M. Ş. Demir: Kademeli bir şekilde bu önümüzdeki engelleri kaldırmak umudundaydık. Mersin merkezinde 4 tane görme engelliler derneği var. Bunlar; Görme Engelliler Derneği, 6 Nokta Engelliler Derneği, Kalp Gözüyle Görenler Derneği, Mersin Görme Engelliler Spor Kulübü Derneği. Maalesef bu derneklere hiç kimse destek olmuyor. Bu dernekler kendi çabalarıyla ayakta durmak zorunda kalıyorlar.