İki haftadır, ülkemize kaçan yaklaşık 4-5 milyon Suriyelinin yol açtığı karmaşık ve zor sorunları kalın çizgilerle belirtmeye çalıştım. Bu konuyla ilintili bu son yazımda çözüme yönelik önerilerimi önem sırasına göre özelde Mersin kamuoyuyla, genelde ise Türkiye kamuoyuyla paylaşacağım.
Peki çözüm ne?
İşte önerilerim:
a- Öncelikle Suriye'deki iç savaş yangınının sönmesi gerekir. Ancak Suriye'deki bu yangını büyütenlerle sorun çözülemez. Yani komşumuz Suriye'nin başkentini alarak buradaki Emeviyye Camisi’nde cuma namazı kılacağız biçimindeki yayılmacı söylemlerinin sahipleriyle bu sorun çözülemez. Tayyip Erdoğan'la, Akape hükümetleriyle, Davutoğlu zihniyetleriyle bu sorun çözülemez. Dolayısıyla sorunun çözülmesi için ülkemizde yönetim değişikliği şart. Ulu Önder Atatürk'ün "Yurtta barış, dünyada barış." ilkesini içselleştirmiş bir taze kuvvetle, iktidarla sorun çözülebilir.
b- Suriye'deki iç savaş yangınının sönmesiyle birlikte Türkiye'deki yönetimle Suriye'deki yönetim arasında barış sağlanmalıdır. Bu yumuşama süreciyle beraber Türkiye'deki Suriyeliler, özvatanlarına Türkiye ve Suriye hükümetlerinin lojistik destekleriyle dönmeleri gerçekleştirilmelidir.
En iyi ve en kapsamlı çözüm yolu budur.
c- Suriye'den yurdumuza kaçan 4-5 milyon insanın tüm yükünün Türkiye'ye yıkılması dünyanın insani ve vicdani değerleriyle asla örtüşmemektedir. Gerçi Suriye'deki bu insanlık dramında Akape yönetiminin ve yöneticilerin vebali çok büyüktür. Ama yine de Türkiye'nin -özellikle dışişleri uzmanları- bu devasa sorunun çözümü için Birleşmiş Milletleri harekete geçirmelidir. Ortaya çıkan bu maliyetin tüm dünya devletleri tarafından paylaştırılması için çaba sarf edilmelidir. Dünyada irili ufaklı 193 ülke bulunmaktadır. Bu ülkelerin gelişmişlik düzeyleri, nüfusları, yüzölçümleri gibi kimi ölçütler hesaplanarak Suriyeli bu milyonlar hakkaniyetli bir şekilde diğer devletlere dağıtılmalıdır.
Diyelim ki yurdundan kaçmış olan 6 milyon Suriyeli var. Bu nüfus 193 devlete taksim edilirse her ülke yaklaşık 31 bin Suriyeliye kucak açmış olur. 31 bin kişi de hiçbir devletin dengesini bozmaz.
d- Şayet a, b, c önerileri her şeye rağmen hayat bulmamışsa o vakit Türkiye bir ulus devleti olarak kendi çıkarlarını korumak ve güvenliği için Suriye sınırından belli bir kilometre boyunca içerilere girmeli ve o topraklara dünyanın da desteğini alarak köyler, kasabalar, kentler kurmalıdır. İskan edilen bu yerleşim yerlerine Türkiye'de uyum sorunu yaşayan, Türk vatandaşlarının refah düzeyini düşüren, Türkiye'de sersefil bir hayat süren Suriyeliler yerleştirilmelidir. Huzur ve barış tesis edilene kadar Türkiye bu yerlerin garantör ülkesi olmalıdır.
Bir köşeyazarı olarak aklıma bir çırpıda düşen çözüm yolları bunlardır. Tanrı bilir konunun gerçek uzmanları daha nice güçlü, işlevsel, etkili çözüm yolları bulabilir.
Yeter ki istensin.
Benim çorbadaki tuzum bu kadar.
MUHARREM İNCE VE HDP
Dürüstçe ve açık yüreklilikle söyleyeyim ki her şeyimize karışan, kendi çağdışı hayat tarzını bize dayatan, 16 yıldır sürekli bize çemkiren Akape ve onun lideri Tayyip Erdoğan'dan artık çok sıkıldım. Tamam artık, yeter diyorum.
Bunun içine cumhurbaşkanlığı seçiminde bir CHP'li olarak oyumu Sayın Muharrem İnce'ye veriyorum.
Şayet HDP baraja takılırsa Akape bedavadan 60-80 milletvekili alıp çoğunluğu kazanmasın diye milletvekilliği seçiminde oyumu HDP'ye veriyorum.
Vatana ve millete hayırlı ve uğurlu olsun.