O sene yetiştirdiği mısır, tarım festivalinde birinci seçilen bir çiftçi, tohumlarını ülkenin dört bir yanındaki çiftçilere dağıtarak herkesi şaşırttı. Ona neden böyle yaptığını sorduklarında, “Cömert bir davranış gibi görünebilir, ama aslında epey bencilce davrandım. Doğada hiçbir şey birbirinden ayrı değildir. Tarlalarımızın sınırlarını biz görürüz, ama rüzgâr görmez. Bir tarladan bir poleni alıp diğer tarladaki mısırlara taşır. Bu yüzden komşularımın benden daha düşük kalitede mısır yetiştirmesinden ben de zarar görürüm. Ancak etrafımdaki herkesle birlikte olursa en iyi kalitede mısır yetiştirebilirim” diye açıkladı. (JUDITH MALIKA LIBERMAN’IN Masal Terapi kitabından)
Kısacık ancak ne kadar anlamlı ve çok net mesajlar veren bir masal…
“Hepimiz biriz” mesajı daha ne kadar net anlatabilirdi?
Bir de atasözümüz var lakin….
“Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az…
Davulun ve zurnanın sesi uzaktan hoş gelirmiş ya; ben o yüzden onları yazımın uzağına koyuyor, anlayanlarla yoluma devam ediyorum…
Tıpkı tarlalarda olduğu gibi aramızdaki sınırlarında bir illüzyon olduğunu biliyorum.
Senden bana, ondan diğerine hepimizin arasında polenler uçuşmakta. Çevreni beslersen etrafın gelişip büyüyen bir toplulukla çerçevelenir ve sen de beslenirsin.
Bu yüzden eğer başarılı olmak istiyorsan içinde bulunduğun topluluğun gelişimine katkı da bulun.
Ben radyoda sabahları iki saat yaptığım programla,
Gazetede haftada iki gün yazdığım yazılarla…
Yedi yıldır büyük bir aşkla yaptığım nefes terapisi seanslarıyla…
Bu yıl başladığım Kadın Çemberi toplantılarıyla…
Davet edildiğim her seminerdeki yaptığım konuşmalarımla, tarlamdaki mısırlarımı dağıtıyorum komşularıma…
Evet bencilce belki, kendi mısırlarımın kalitesini yükseltmek için..
Gelecekte oğluma bırakacağım mısır tarlalarının kalitesini yükseltmenin, aynı zamanda annelik görevim olduğunu bildiğim için.