-Elif'lere-
Karacaoğlan hakkındaki bilgiler efsane boyutundadır. 17. Yüzyılda yaşadığı rivayet edilen Karacaoğlan'a birçok yöre sahiplenmiştir. Osmaniye-Bahçe, Mut, Karaman, Trakya, Maraş hatta Balkan ülkeleri gibi birçok yer, Karacaoğlan'a bizim buralı demiştir. Bu da gayet doğaldır. Çünkü halk sevdiği, benimsediği sanatçıyı bağrına basar. Tıpkı Yunus Emre'de, Nasrettin Hoca'da...olduğu gibi.
Derler ki Karacaoğlan bir kadını sever, onun adı Elif'tir. Elif'e dönük yangınlığını ozan şöyle dile getirir:
İncecikten bir kar yağar
Tozar Elif Elif diye
Deli gönül abdal olmuş
Gezer Elif Elif diye
Elif'i Karacaoğlan'a vermezler. O da alır başını terk-i diyar eder. Gurbet yollarına düşer. O köy senin bu kasaba benim, şehir şehir, diyar diyar gezer durur. Tabii sazı elinde, şiirleri dilindedir. Bu gezmeler ona üç acı gerçeği görünür kıldırır:
Vara vara vardım ol kara taşa
Hasret ettin beni kavim kardaşa
Sebep ne gözden akan kanlı yaşa
Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm
Gurbet illerini dolaşmak, yalnız gezmek bir gezgin ozan olarak onu hayat karşısında cesur yapar, diri kılar. Bu yiğitçe ve vakarlı duruş varsağılarına yansır, tıpkı şu dörtlükte olduğu gibi:
Yürü bre yalan dünya
Sana konan göçer bir gün
İnsan bir ekin misali
Seni eken biçer birgün
Ölümün en sorgulanmaz bir gerçek olduğunun ayrımına varan ozanımız ölümü kanıksar, yadsımaz. Ölümle ahbap olur, senli benli bir ifadeyle, mizahi bir tatla şöyle konuşur:
Ölüm ardıma düşüp de yorulma
Var git ölüm bir zamanda yine gel
Akibet alırsın komazsın beni
Var git ölüm bir zamanda yine gel.
Karacaoğlan'ın güzellerle arası çoğunlukla iyidir. Onların sevgisine, ilgisine mazhar olmuştur. Güzellerden gördüğü bu vefayı, yakınlaşmayı Karacaoğlan dile getirmekten çekinmez. İşte Karacaoğlan'a muhabbeti esirgemeyen güzele Karacaoğlan'ın teşekkürü:
Sabahtan uğradım ben bir güzele
Ağlatmadı güzel güldürdü beni
Ben güzelden böyle vefa ummazdım
Ak göğsünün üstüne kondurdu beni
Sizlere Karacaoğlan'ın doğal, içten, duru ve saf bir halk Türkçesiyle söylediği şiirlerini okuyun demeyeceğim. Zaten onların bir çoğu aramızda, halka mal olmuş, türkü olmuş, çalınır durur. Tanıdıktır... Kanıt mı? İşte rastgele bir örnek:
Bir yiğit gurbete gitse
Gör başına neler gelir
Merdin sılayı andıkça
Yaş gözüne dolar gelir.